Translation of "Brzmi" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Brzmi" in a sentence and their turkish translations:

Brzmi podejrzanie.

Bu şüpheli görünüyor.

Brzmi świetnie!

Kulağa hoş geliyor!

Brzmi podobnie.

O, tanıdık geliyor.

Odpowiedź brzmi: wszystko.

Cevap; çok ilgisi var.

Kolejne pytanie brzmi,

sıradaki soru şu:

Odpowiedź brzmi: nie.

Cevap, hayır.

To brzmi rozsądnie.

Bu makul görünüyor.

Odpowiedź brzmi: "Nie!"

- Cevap hayır.
- Cevap hayırdır.

Brzmi niesamowicie, prawda?

Kulağa inanılmaz geliyor, değil mi?

To brzmi interesująco.

O, ilginç görünüyor.

Brzmi to dość naciąganie?

Kulağa imkânsız mı geliyor?

To brzmi jak absurd.

Bu çok saçma görünüyor...

Twój plan brzmi wspaniale.

Planın muhteşem görünüyor.

To brzmi bardzo interesująco.

- O, ilginç görünüyor.
- Kulağa çok ilginç geliyor.

To brzmi bardzo kusząco.

O çok ayartıcı görünüyor.

Jego imię brzmi znajomo.

Onun adı tanıdık geliyor.

Wiem, jak to brzmi.

Onun nasıl göründüğünü biliyorum.

To brzmi doprawdy interesująco.

Kulağa çok ilginç geliyor.

To wszystko brzmi rozsądnie.

Onun hepsi makul görünüyor.

Jego historia brzmi dziwnie.

Onun hikayesi garip görünüyor.

Czy to brzmi głupio?

Bu aptalca görünüyor mu?

Jego historia brzmi wiarygodnie.

- Onun hikayesi gerçek görünüyor.
- Hikayesi kulağa doğru geliyor.
- Hikayesi kulağa gerçek geliyor.

Jednak dziś ważne pytanie brzmi:

Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu:

Pytanie brzmi: kto to zrobi?

Sorun onu kimin yapacağıdır.

Pytanie brzmi: kto mu powie.

Sorun ona kimin söyleyeceğidir.

Dla mnie to brzmi nieźle.

O bana iyi görünüyor.

To brzmi prawie jak groźba.

Bu neredeyse bir tehdit gibi geliyor.

To nie brzmi zbyt trudno.

Bu çok zor görünmüyor.

To nie brzmi jak ty.

O sana benzemiyor.

To brzmi dla mnie rozsądnie.

Bana mantıklı görünüyor.

Słowo "radość" brzmi nie na miejscu,

"Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime,

A jak brzmi nasz Układ Słoneczny?

Peki ya bizim güneş sistemimiz nasıl duyuluyor?

To, co ona mówi, brzmi dziwnie.

Onun söylediği tuhaf görünüyor.

- Hasło brzmi „Muiriel”.
- Hasło to „Muiriel”.

- Şifre "Muiriel".
- Parola "Muiriel".
- Şifre " Muiriel " dir.

Wiatr brzmi przerażająco, niczym krzyczące duchy.

Rüzgar, çığlık atan hayaletler gibi korkutucu geliyor.

Dla mnie to nie brzmi głupio.

- O bana aptalca görünmüyor.
- O bana aptalca gelmiyor.

To brzmi interesująco. Co jej powiedziałeś?

O ilginç geliyor. Ona ne söyledin?

To brzmi zbyt dobrze, żeby mogło być prawdą.

O gerçek olamayacak kadar iyi görünüyor.

Wiem, że brzmi to dziwnie, ale to prawda.

Tuhaf göründüğünü biliyorum ama doğru.

Gitara elektryczna nie brzmi tak samo jak gitara akustyczna.

Elektro bir gitar akustik bir gitar gibi ses vermez.

Jeśli to brzmi zbyt dobrze, żeby to mogła być prawda, prawdopodobnie to nieprawda.

Kulağa gerçek olamayacak kadar güzel geliyorsa, muhtemelen gerçek değildir.

Rozumiem, że to brzmi dziwnie, ale chyba się zakochałem w twojej młodszej siostrze.

Bunun delice görünebileceğinin farkındayım fakat sanırım senin küçük kız kardeşine âşık oldum.