Examples of using "Duży" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar büyük?
- Eviniz büyük.
- Senin evin büyük.
Bu büyük bir ilerleme.
ve büyük bir park.
Ne büyük bir süpermarket!
O çok büyük bir organ.
Büyük bir sorununuz var.
Çok büyüksün.
Büyük bir sorunumuz var.
- Bu geniş bir evdir.
- Bu büyük bir ev.
- Benim büyük bir evim var.
- Geniş bir evim var.
Bakın, bu büyük bir memeliye ait.
Büyük bir uydumuz oldu
Ama büyük bir sorunu var.
Molly'nin büyük bir saati var.
O büyük bir çocuk.
- Evim büyüktür.
- Benim evim büyük.
Eviniz büyük.
Rusya çok büyük bir ülkedir.
O çok yetenekli.
Senin evin büyük.
- Köpeğim büyük.
- Köpeğim büyüktür.
Tom'un büyük bir evi var.
Testte kötü bir hata yaptım.
Testte ciddi bir hata yaptım.
Bu oda çok büyük.
Eviniz ne kadar büyük?
Benim evim çok büyük.
Köpek çok büyük.
İştahınızı büyük bir akşam yemeği için saklayın.
- Köpeğin çok büyük.
- Senin köpeğin çok büyük.
Tom'un evi ne kadar büyük?
Onun büyük bir evi ve iki arabası var.
Ama katetmemiz gereken çok yol var.
Ama katetmemiz gereken çok yol var.
Kaplan yavrusu büyük bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.
O kulüp çok çok büyük.
Babamın odası çok büyüktür.
Onun büyük bir evi ve iki arabası var.
Kendisine büyük odayı aldı.
Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
Gördüğüm bina çok büyüktü.
Tom benim kadar büyük.
O caddede çok trafik var.
Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.
Kendi ayakların üzerinde duracak kadar yetişkinsin.
Büyük bir girdap ve güçlü bir akıntı vardı.
Sen zaten onu kendi başına yapacak kadar büyüksün.
Yeni arabamız çok büyük değil.
Bazen küçük bir kıvılcım kocaman bir ateşe dönüşür.
Onun büyük bir evi ve iki tane arabası var.
Tom ayrıca sağ ayağındaki ayak başparmağını kırdı.
Bu kedi şu kedi kadar büyüktür.
Hamileliliğin vücudumuzda büyük bir biyolojik götürüsü olur.
Büyük, kuvvetli ve ateş turuncusu. Asya'nın simge hâline gelmiş orangutanı.
Buradan bakınca çok iyi görünmeyebilir
Öğretmenin öğrenciler üzerinde büyük bir etkisi var.
Polonya büyük bir ülkedir.
Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.
ve anlık veriyi toplamak için her biri milyonlarca dolar olan,
Büyük bir sorunum var.
Bu kutu tek başıma kaldırabilmem için çok ağır.
Günün bu saatlerinde yollarda çok trafik olur.
Normanların İngiltere'yi istila etmesinin İngiliz dili üzerinde çok büyük etkisi olmuştur.
Tom yanındaki yolcu koltuğuna büyük bir piknik sepeti koydu.
Ve büyük bir sorun var: Bu projeksiyonlardan her biri şekilde, mesafe de,
Bunun gibi küçük pençeleri ve kuyruğunda büyük bir zehir kesesi varsa
Bu kez, öfkeli, büyük bir erkek pars eyalet başkenti Bangalore'daki bir okulda.
Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.
O aslında o kadar büyük bir sorun değil.
oradan aldıkları baharat ve ipekleri de Batı Avrupa'ya sattılar.