Examples of using "Żyjące" in a sentence and their turkish translations:
Dünyada yaşayan her şey birbirine bağlıdır.
Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.
Bu ağların arasında yaşayan örümceklerin de beslenmesi gerekir. Kim bilir burada ne bulacağız?