Examples of using "집에서" in a sentence and their turkish translations:
çocuklarımızı dinleyip onlarla konuştuğumuz
ama tabii son model bir fırın ve derin donduruculu,
Hikâyeleri evde kullanın, hikâyeleri okulda kullanın,
Evimizde ırk hakkında konuşuluyordu.
ve evde ailemle olmam gerekiyordu.
Evden kaçmıştım ve Londra'daki izbe sokaklarda uyuyordum.
Mesela biri hapşırdığında annemin evindeysem
içinde büyüdüğüm ev,
fakat şimdiden yüz milyonlarca insan evlerinden izliyorlar
CyT tarafından yapılmış bir evde uyanır, Samsung grubu tarafından yönetilen
14 yaşlarımdayken Okuloma'nın evinde tartışıyorduk.
Bunun üstüne, iki hafta üç gün evde kaldım.
Peki evdeki ürünlerle neler yapılabilir?
"Evde denemeyin" denecek bir an varsa o an bu andır.
Testlerini ve tedavisini de evde yaptırabilse,
Artık evinin konforunda IV antibiyotiğini alabilir:
cennette bir ev alabilirler, size tanıdık gelecek şarkıya isim vermiş Seul'deki