Examples of using "있을지도" in a sentence and their turkish translations:
Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman
beni dinleyen insanlardan, halâ dinliyorlarsa tabii,
Burada bir şey olması ihtimaline karşın dikkatli olmalıyız.
Belki bu beni biraz taraflı yapıyor
ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.
Para mutluluğu satın alamayabilir ancak ilişkiler satın alabilir.