Examples of using "조심해야" in a sentence and their turkish translations:
Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.
Teke ihtiyatlı davranmalıdır.
Güzel görünebilir, ama dikkatli olun.
Donmuş bir göle çıkarken dikkatli olmalıyız.
Bunları çevirirken çok dikkatli olmalıyız.
Ve dikkatli olmanız gereken yer de burası.
Tamam çocuklar, dikkatli yürüyün. Gerçekten dikkatli olmamız lazım.
Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyım.
Burada bir şey olması ihtimaline karşın dikkatli olmalıyız.
bu nedenle yaydığımız şeylere çok dikkat etmeliyiz.
Ama deneyimlerime göre biliyorum ki serbest inişte çok dikkatli olmalıyım.
Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.
Burası gittikçe daralıyor. Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyız.
Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.
Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.
Parmaklarınızla kaldırırken altından hızlıca bir şey çıkması ihtimaline karşın dikkatli olun.