Translation of "중요한" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "중요한" in a sentence and their turkish translations:

이것은 중요한 차이입니다.

Bu önemli bir ayrım.

하지만 중요한 것은

Ancak buradaki önemli şey,

정말 중요한 개념입니다.

Gerçekten önemli bir kavram.

그런데 중요한 건,

fakat bilmelisiniz ki

무엇보다 중요한 것은

ve daha da önemlisi

가장 중요한 방법을 말씀드릴게요.

daha da önemlisi nasılına değineceğim.

PTSD의 관점에서 중요한 것은

Önemli olarak TSSB bakış açısından bakarsak

아주 중요한 삶의 기술입니다.

hayati bir yaşam becerisidir.

이윤이란 무척 중요한 부분이죠.

ve kârın çok önemli olduğunu biliyorum.

[3: 당신에게 중요한 것 파악하기]

[3: Sizin için önemli olanları belirleyin]

어떤 용어를 쓰는지가 중요한 이유입니다.

Kelimeler önemlidir.

학생들은 우리의 가장 중요한 자원입니다.

Öğrencilerimiz, en değerli kaynağımız

질문을 하는 것이 중요한 이유는

Bu yüzden sorular sormak önemli,

중요한 것은 폐경기에 접어들었는지 여부입니다.

Asıl önemli olan şey, menopozda oldukları gerçeğiydi.

중요한 건 기술, 지식, 모험입니다

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

저체온증을 피하게 해줄 중요한 결정입니다

Bu, hipotermiden kaçınmamı sağlayacak önemli bir karar.

무시하고 넘어가기엔 너무나 중요한 질문입니다.

Görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir soru.

중요한 건 돈이라는 편견을 깨뜨리며

müvekillerin yüzde 99'u mahkemeye geri dönüyorlar,

정말 중요한 임무인데 당신이 도와주셔야겠습니다

Oldukça önemli bir görevimiz var ve yardımınız gerekiyor.

이것은 우리 사회에선 중요한 문제죠.

Toplumumuzda büyük bir sorun.

가장 중요한 해결책 중 하나는

küresel problemler için en önemli çözümlerden biri

여러분 삶에서 중요한 여성을 행복하게 해주세요.

Hayatınızdaki önemli kadınları destekleyin.

뇌의 에너지 생산에 중요한 역할을 합니다.

beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.

장엄한 광경이지만 우리에겐 중요한 임무가 있습니다

Oldukça muhteşem ama burada önemli bir görevimiz var.

그래도 중요한 건 포기란 없다는 겁니다

Ama önemli olan, asla pes etmememiz.

우리가 어떻게 모임을 하는지가 중요한 거죠.

Nasıl toplandığımızın önemi de çok büyük

저는 아주 중요한 여행을 떠나게 됩니다.

yaşamımın en önemli araba yolculuğunu yaptım.

제가 대화를 하는데도 중요한 기술이 되었어요.

iletişimimde de esas.

인간에 대해 정의하는 중심적이고 중요한 사실입니다.

inanılmaz fedakârlığımız ve ortak çalışmamız.

제일 먼저, 가장 중요한 인간의 수명입니다.

hepsinin en önemlisi olan yaşam ile başlıyoruz.

중요한 화물을 실은 비행기가 사막에 불시착했습니다

Önemli bir yük taşıyan bir uçak çöle düştü.

진정 중요한 것은 어떻게 나아질 것인가입니다.

Gerçekten önemli olan ne kadar iyi olabileceğin.

그러면 가장 중요한 피부 세포가 파괴되고

ve ciltte, hasar gördüğü zaman cilt kanseri gibi

저도 모르는 사이에 가장 중요한 가르침으로

ve farkında olmadığım halde en önemli ders olmuştu,

정치는 중요한 사안이며, 우리의 일부이기 때문이죠.

çünkü siyaset bizim için önemli ve kim olduğumuzun bir parçası.

이 관계에 있어 가장 중요한 것은

Ve belki de ilişkimiz bakımından en önemlisi

여기서 마스크도 상당히 중요한 역할을 합니다.

Fakat yüz maskelerinin doğru takılması da bunda bir rol oynayabilir.

어렸던 저에게 할머니는 중요한 것을 가르쳐 주었습니다

Küçükken, büyükannem bana çok önemli bir şey öğretti.

그렇지만 이것들을 놓치면 중요한 핵심을 놓치는 것이고

Ama bunları atlarsak önemli noktaların anahtarını atlamış oluruz

여러분에게 정말 중요한 것들에 집중하게 되기 때문이죠.

yönlendirmenin işleri basitleştiren bir yanı var.

인종 차별 주의자이며, 그들이 너무 중요한 세대죠.

görünüşe göre ırkçı ve çok önemliler.

소음이 중요한 공중 보건 문제라는 사실은 변함없습니다.

bu hala büyük bir genel sağlık sorununu oluşturuyor,

이것은 시민이자 건축가인 우리에게 중요한 교훈이라 생각합니다.

Şehirde yaşan insanlar ve mimarlar olarak bu bizim için çok önemli bir ders.

소셜 미디어(SNS)도 중요한 역할을 합니다.

Sosyal medya da büyük rol oynuyor.

이 중요한 해양의 부분을 이해하려 노력해야 합니다.

okyanusun bu çok önemli kısmını anlamamız gerekiyor.

가장 중요한 것이고, 바늘을 많이 움직여야 하는 일입니다.

Kayda değer bir şey yaptığınız ve en önemli olan şeyler onlar.

컴퓨터 기술을 발전시키는 것이 우리의 중요한 역할이라는 것입니다.

bilgisayar teknolojisini bizim tecrübelerimizle uyumlu bir şekilde

야생에서 생존할 때 중요한 건 기지를 발휘하는 것이고

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

하지만 이 여행에서 제가 배운 가장 중요한 것은

Ama o gezide öğrendiğim en önemli şey

"정원이 아니라 그 정원을 가꾸는 것이 중요한 것이다.”

"Önemli olan bahçe değil, yapılan bahçe işleri."

우리는 이런 중요한 질문들을 묻고 답을 찾아가야 합니다.

Bu tür önemli soruları sormalı ve cevaplandırmalıyız.

소음이 우리 건강에 미치는 또 하나의 중요한 영향은

Gürültünün bir diğer çok önemli sağlık etkisi,

세상의 여성 농부들은 아주 중요한 역할을 하고 있어요.

Kadınlar dünyanın birincil çiftçileridir.

우리가 알고 싶은 가장 중요한 하나는 대양의 표면입니다.

Anlamak istediğiniz önemli şeylerden biri yüzey,

그때나 지금이나 예의 바름을 이야기할 때 중요한 점은

Medeni konuşmayla ilgili o dönemde ve şu anda olan şudur ki

하지만 이런 사고는 다른 모든 중요한 결정에도 필요합니다.

Fakat bu her büyük kararda uygulanmalı.

하지만 오늘날 우리가 직면한 더 중요한 문제가 있죠.

Ama bugün karşılaştığımız önemli soru şu:

우리는 미래에 정말 중요한 것들은 측정하지 않고 있습니다.

Gelecek için önemli olan şeyleri ölçmüyoruz.

무엇보다 중요한 것은 효과를 볼 수 있는 방안입니다.

daha da önemlisi işe yarayan şeyi bulabilecekleri bir platform.

동시에 이는 사람들의 참여가 그토록 중요한 이유이기도 합니다.

İşte bu yüzden insanları devreye sokmak bu kadar mühim.

팀 크루거: 그렇다면 먼저 정말 중요한 일부터 해결해야죠

TK: Bence çok önemli bir noktaya değindiniz.

직업 없는 미래를 방지하는 데 가장 중요한 것은

İşsiz geleceğimizi önlemenin anahtarının

이는 신장을 일대일로에서 가장 중요한 통로로 만들고 있습니다

bu eyaleti tüm proje için tartışmasız en önemli koridor haline getirir.

또한, 조직의 일원으로서 느끼는 자부심에 아주 중요한 영향을 미칩니다.

insanları parçası olmaktan gururlandırmada çok önemlidir.

이런 파괴력에도 이 꺼끌꺼끌한 포식자도 중요한 임무를 맡고 있습니다

Yıkıcı güçlerine rağmen bu asabi küçük yırtıcının önemli bir görevi de var.

생존을 위한 중요한 결정을 몇 분마다 내려야 할 겁니다

Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.

제 삶의 그토록 중요한 부분을 할머니와 공유하지 않았다는 것이요.

bende hata yaptım hissi uyandırdı.

"전 세계적으로 여성들이 겪고 있는 더 중요한 문제들이 많잖아요?"

Tüm dünyada kadınlar daha önemli sorunlarla ilgilenmiyorlar mı?" dedi.

이들을 통해 제가 배운 중요한 사실을 여러분과 나누고자 합니다.

Bana, sizlerle de paylaşmak istediğim önemli bir şey öğrettiler.

아마 지금까지 말씀 드린 것 중에서 가장 중요한 거랍니다.

muhtemelen de en önemli kısmı:

그럼 이제 최종적으로 중요한 메시지와 함께 결론을 지으려 합니다.

Konuşmamı son ve büyük bir mesajla sonuçlandırayım.

저는 AI에 관한 가장 위대하고 중요한 발견을 했다고 생각했습니다.

En büyük ve en önemli yapay zekâ keşiflerinden birini yaptığımı sandım,

이들 목표는 우리 시대에 있어서 중요한 기회가 될 것입니다.

Bu hedefler bize hayatımızın önemli anlarını ve fırsatlarını sunar.

이 중요한 질문이 제 인생의 목표 한 가운데에 있습니다.

Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.

그리고 너무나 중요한 결정을 하는데 얼마나 하찮은 데이터가 사용되었는지를

sistemin ne kadar bozuk olduğunu ve kritik kararlar için ne kadar az veri

과학을 바로 알기 위해선, 두 가지의 중요한 요소들이 필요합니다.

Bilim hakkında bilmemiz gereken iki önemli şey var:

따라서 중요한 것에 집중하면 그 외의 것을 걸러 내는 겁니다.

Önemli olana odaklanır ve konunun dışında olanı bir kenara koyarsınız.

이 빈터는 우리가 가장 중요한 일을 하기에 아주 좋은 장소입니다

Bu açıklık en önemli görevimiz için oldukça iyi bir nokta.

다른 관점에서, 이번 의견은 꽤나 중요한 것 중에 하나라고 저는 생각합니다.

Bir anlamda bu en önemlilerden biri olabilir.

소셜미디어를 쓰는 것은 제 직업적 성공의 중요한 부분이 아닐 수도 있습니다.

Diyelim ki sosyal medya kullanmak profesyonel başarımın merkezi değil.

이 경우 소셜미디어가 잊게 한다는 것은 제 생각에 매우 중요한 현실입니다.

Bu argümana ilişkin daha dürüstçe konuşmamız gereken,

이게 로프 하강을 할 때 가장 중요한 겁니다 어디에 고정을 했는가?

Halatla inişte dikkat etmeniz gereken en önemli şey bu. Onu neye bağladınız?

신장 자치구가 중국에 중요한 이유 중 하나는 에너지 자원이 풍부하기 때문입니다

Sincan bölgesinin Çin için bu kadar önemli olmasının bir nedeni de, enerji kaynakları bakımından zengin olması.

사막에서 가장 중요한 건 수분 섭취에 도움 되는 걸 항상 찾아보는 겁니다

Çöldeki en önemli şeylerden biri, su bulabileceğiniz şeylere karşı gözünüzü açık tutmaktır.

Top-Down 시스템인데, 박정희의 정책은 말이야, 한국의 모든 산업을 컨트롤하는 가장 중요한

Bu yukarıdan aşağıya bir sistemdi. Onun politikası ülkedeki en önemli ailelerle

그러나 1800년대 후반 미국의 팽창주의에 대한 논쟁을 바꿔 놓을 중요한 사건이 일어났습니다

Ancak 1800'lerin sonuna doğru bu Amerikan yayılmacılığı tartışmalarının seyrini değiştiren bir şeyler olacaktı.