Translation of "제대로" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "제대로" in a sentence and their turkish translations:

국가를 제대로 운영하고

ülkesini iyi yönetiyor,

기관들은 다시 제대로 작동했고요.

Kurumlarımız tekrar işliyorlardı.

이거 제대로 베였네요, 깊어요

Bu kesik kötü. Derin bir kesik.

그러니 해보자고요. 제대로 해봐요.

O halde hadi başlayalım, deneyelim

제대로 이해할 수 없다는 것입니다.

anlamaya hazırlıklı değil.

만약 우리가 제대로 이야기 한다면

Ve doğru söylediğimiz takdirde bu hikâye,

우리가 문제를 좀 더 제대로 인식하고

Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken

이전의 경제학 이론은 시장이 제대로 작동하려면

Eski ekonomik model tabii ki doğru;

기술이 항상 제대로 기능하는 것도 아니죠.

ve teknoloji her zaman çalışmaz.

상처를 제대로 씻어내야 해요 임무 실패입니다

Bunu düzgünce temizletmeliyiz. Görev sona erdi.

제대로 검증된 방법으로 평가할 수 있었죠.

duygu-ölçer ölçeklerle duygularını değerlendirdiler.

하지만 과학자로서 일을 제대로 하고 있다면

Fakat bir bilim insanı işini gerektiği gibi yapıyorsa

단, 초점을 제대로 잡고 시작해야 해요.

fakat işe doğru şeye odaklanarak başlamamız lazım.

그래서 학교에서 직장으로 제대로 연계되는 일이요.

bir eğitimle buluşturmamız mümkün olabilir mi?

우리는 예술가들의 일상을 제대로 이해하고 있을까요?

Bir sanatçının günlük hayatında neler olduğunu anlıyor muyuz

네, 늑대가 이 동굴에서 식사를 제대로 했군요

Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.

‎자신을 노리는 악마들을 ‎제대로 보지 못 합니다

Ona musallat olan iblisleri görmesi zordur.

‎몇 달 동안 잠도 제대로 못 잤어요

Aylardır düzgün uyumamıştım.

심하다는 말로는 그 느낌을 제대로 표현할 수 없습니다

"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.

가장 기본적인 지원조차 제대로 하는 게 녹록치 않았지만

sadece temeli doğru atmak hiç de küçük bir görev değildi

굴을 파서 제대로 된 눈 동굴을 만드는 거죠

Bir tünel kazıp düzgün bir kar mağarası yapabiliriz.

하지만 13년 동안 제대로 밤하늘을 볼 수조차 없었죠.

ancak 13 yıldır, görüş kaybından dolayı

이건 순전히 물리 이론이 제대로 작동하는 것 뿐이니까요

çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret.

심지어 질문이 제대로 듣지 않을 때도 효과는 있더라구요.

Bu soru işe yaramadığında bile işe yarıyor.

어떻게 생각하세요? 썩은 고기를 이용해서 제대로 된 덫을 만들어볼까요?

Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım

이 감정에 짓눌려 제대로 살 수 없을 것 같았습니다.

bunalmış ve fonksiyonunu yitirmiş.

상황을 제대로 바라볼 수 있는 능력을 잃어버리는 것 같았죠.

Bir olayı gerçek hâliyle görme yeteneğimi kapatıyorum.

학습 관련 기능이 제대로 작동되고 있는 것을 볼 수 있습니다.

çok sayıda sağlıklı, öğrenme ile ilişkili faaliyet gördük.