Examples of using "방향을" in a sentence and their turkish translations:
Sonra öyle bir an var ki,
Aksi takdirde yönünüzü kaybedersiniz.
Fakat gergedan ne yapacağını anlıyor, dönüp saldırıyor.
Hangi yöne gideceğimize karar vermeliyiz.
Ancak Merkatör projeksiyonunun asıl amacı navigasyon görevi görmektir; Okyanusda
Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.
Bunun zor olan yanı, aşağıdayken yönümüzü belirlemek olacak.
fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,
Bu el arabasını ve güzergâhı kullanırsak doğru yolda ilerlememizi sağlayacaklardır.
Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.
Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.
Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.