Translation of "가르쳐" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "가르쳐" in a sentence and their turkish translations:

물론 가르쳐 줬죠.

Ben de öğrettim.

이야기가 왜 매혹적인지는 가르쳐 주지 않았죠.

ama neden hikâyelerin cezbedici olduğunu değil.

어렸던 저에게 할머니는 중요한 것을 가르쳐 주었습니다

Küçükken, büyükannem bana çok önemli bir şey öğretti.

우리의 미래를 어떻게 꿈꿀지를 가르쳐 주기 때문이죠.

ve geleceğimiz hakkında hayal kurmayı öğrettiği için.

투표의 중요성 또한 로스 씨가 가르쳐 주셨어요.

Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması.

‎생존법을 가르쳐 줄 ‎부모도 없어요, 철저히 혼자죠

Ona bir şey öğretecek bir annesi ya da babası yok. Tek başına.

그런 경험은 어떻게 이야기를 쓰는지 제게 가르쳐 줬지만

O bana nasıl hikâye oluşturulacağını öğretti

마크를 만난 날 그가 저더러 춤을 가르쳐 달라고 하더군요.

Mark'ı ilk gördüğümde benden ona dans etmeyi öğretmemi istedi.