Examples of using "주었습니다" in a sentence and their turkish translations:
kendi işi olan konser kemanistliğini bırakmış.
Küçükken, büyükannem bana çok önemli bir şey öğretti.
ama zehrin birazı derisinin altında kaldı, aynı acıyı defalarca yaşadı.
alt düzey, adi suçlara bir geçiş olarak algılandı.