Translation of "때문이죠" in Turkish

0.431 sec.

Examples of using "때문이죠" in a sentence and their turkish translations:

루이스가 남자이기 때문이죠.

Çünkü Louis bir erkek.

건축이 예술이기 때문이죠.

Muhteşemdir, çünkü sanattır.

‎고기를 먹여야 하기 때문이죠

Yakında et yemeye de başlayacaklar.

'좋은 아내'에 대해 들어왔기 때문이죠.

çünkü ona "iyi eş materyali"ne sahip olmak için Nijerya'da

대부분 밤에나 사냥에 나서기 때문이죠

Genellikle gece vakti avlanıyorlar.

나무는 햇빛 쪽으로 뻗어나가기 때문이죠

Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi

그저 맛이 매우 좋았기 때문이죠.

19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.

인간에게 다가오는 모기는 암컷뿐이기 때문이죠.

çünkü insanlardan etkilenen sivrisinekler sadece dişiler.

빛이 퍼지기 때문이죠. 빛은 산란합니다.

Çünkü ışık yayılırken dağılır.

혈액은 적색광과 적외선을 흡수하기 때문이죠.

Çünkü kan kırmızı ışık ve kızılötesini absorbe ediyor.

현실에 무감각한 경향이 있기 때문이죠.

ameliyatlarını anestezi ile birlikte geçirmeyi tercih eder.

가짜뉴스가 신뢰를 파괴하고 있기 때문이죠.

çünkü yalan haber onu yok ediyor.

합성섬유 의류가 값이 싸기 때문이죠

Çünkü sentetik kıyafetler ucuz.

이 과정을 하찮고 시덥잖게 생각하기 때문이죠.

çünkü hata olduğunu düşünüyorlar ve bu önemli değil.

전 정부가 금고를 거의 거덜냈기 때문이죠.

çünkü önceki hükûmet gerçekten hazineyi boşaltmıştı.

왜냐하면 경쟁 이론에서도 유효한 예들이기 때문이죠.

Çünkü bu, muhalif teorilerle de uyumludur.

지금 해저 약광층은 위기에 처해있기 때문이죠.

çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında.

물리학은 모두 패턴으로 이루어 지기 때문이죠.

çünkü fizik modellerden oluşur

정치는 중요한 사안이며, 우리의 일부이기 때문이죠.

çünkü siyaset bizim için önemli ve kim olduğumuzun bir parçası.

왜냐하면 저는 두바이에 간지 꽤 오래됐기 때문이죠.

çünkü daha önce hiç Dubai'ye gitmedim.

문제를 해결할 통찰력이 생기게 해 주기 때문이죠.

çünkü beraberinde problemi çözmek için içgörü getirir.

여러분에게 정말 중요한 것들에 집중하게 되기 때문이죠.

yönlendirmenin işleri basitleştiren bir yanı var.

우리의 미래를 어떻게 꿈꿀지를 가르쳐 주기 때문이죠.

ve geleceğimiz hakkında hayal kurmayı öğrettiği için.

그렇게 하면 밀레니엄 세대들이 직장에 남아있기 때문이죠.

fikrinin kabul edilmediği bir iş yeriyle konuştum.

이야기는 사실이 아닙니다. 사실이 아닐수 있기 때문이죠.

Bir hikâye gerçek değildir çünkü doğru olmayabilir.

유대인들이 죽는 것을 보는것이 즐거울거라고 생각했기 때문이죠.

çünkü Yahudilerin öldürülüşünü izlemekten keyif alacağını sanıyordu.

달 표면에 분화구가 많은 것이 그 때문이죠.

Ay'daki kraterlerin sebebi de bu.

이 일을 혼자서는 할 수 없기 때문이죠.

çünkü bunu tek başımıza yapamayız.

집 문을 열쇠로 잠그는 것은 소용 없기 때문이죠.

bir evi anahtarla kilitlemenin ne anlamı var ki?

집에 가는 길에 전갈에 물릴 수 있기 때문이죠.

çünkü yolda sizi sokma ihtimali vardır,

기분 좋은 크기와 모양의 균형 때문이죠. (*pleasant balance)

boyut ve şekil doğruluğunun hoş bir dengesi sayesinde kendine benimsedi.

제가 할 수 있는 것들도 정말 많기 때문이죠.

çünkü yapabildiğim çok şey var.

사람들과 개방된 대화를 위한 안전한 장이 되길 바랬기 때문이죠.

insanlar için güvenli ve açık bir diyalog olmasını istedim.

공격이 일어나는 경우는 보통 어미가 새끼를 보호하려는 반응이기 때문이죠

Bir saldırı varsa bu genellikle yavrusunu koruyan bir annenin tepkisidir.

‎친구가 없으면 겨울밤의 매서운 ‎한파에 홀로 맞서야 하기 때문이죠

Arkadaş bulamazsa soğukta tek başına tehlikeli bir gece geçirecek.

아이들의 최선을 위해 과학을 이용하는 방법에 대한 내용이기 때문이죠.

çünkü bilimin, çocuklar için nasıl en iyi şekilde kullanılacağı ile ilgili.

전보다 적은 수의 난민만 미국에서 보호받을 수 있게 만들었기 때문이죠.

sığınma yasalarında köklü değişiklikler yapıyor.

목격할 수 있는 기업가 정신의 급증이 바로 그러한 믿음 때문이죠.

bugün tüm Asya'da gördüğünüz girişimciliğin yükselişini açıklayabilir.

왜냐하면 제가 진짜 보고싶은 것들은 온라인에선 볼 수 없기 때문이죠.

çünkü önemsediğim şeyleri internette göremiyordum.

할머니의 질문이 우리를 한번 더 생각하게 합니다, 좋은 질문이기 때문이죠.

Fakat, bu soruyu genişletebiliriz çünkü çok güzel bir soru --

‎새끼들이 3km 떨어진 곳에 있고 ‎덩치 큰 수컷도 여전히 ‎근처에 있기 때문이죠

Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.

왜냐하면 미국의사당에 있는 많은 의원을 포함한 일부 미국인들은 강한 반제국주의자 성향이었기 때문이죠

bazı insanlar da dahil olmak üzere, bir kısım ABD'lilerin emperyalizme şiddetle karşı olmasıydı.