Examples of using "미래를" in a sentence and their turkish translations:
bir gelecek inşa etmeye hazır olduğunuzu
sürücü koltuğundayız.
Bunu beraber kucaklayalım.
Gelecek buna değer.
ve gelecekteki iklimimizi büyük ölçüde değiştirir.
Bunlar, gelecek için yatırım.
Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun geleceğini önemsiyorum.
zaman çizelgesinde ileriye bakmak için var.
öyle heyecanlılar ve geleceğe öyle umutla bakıyorlar ki.
geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.
Şimdi geleceğe bir bakalım.
Bu sözler yüzünden geleceğinden vazgeçen insanlar
gerçek bir iyileştirme anlamına geleceği bir gelecek tasavvur edebiliyorum.
Bizim zamanımızda şimdi, yarının yapay zekâsını şekillendiriyoruz.
Şimdi biri bana söyleyebilir mi,
ve geleceğimiz hakkında hayal kurmayı öğrettiği için.
Yani kızların gelecekle ilgili kaygılarına şaşırmamak gerek.
Bazen geleceği anlamak için okuruz.
ve birlikte bu "Fridays For Future" işine bir şans vermemiz gerektiğini düşündük.
gösteren bu günlerde pek çok geçerli kaygı var.
İşsiz geleceğimizi önlemenin anahtarının
Gelecek hangisinde yatıyor: Ulusalcılık mı, küreselcilik mi?
Gençlere gelecekleri için savaşma şansı tanıyacak fikirler.