Examples of using "불가능한" in a sentence and their turkish translations:
imkansız denemelere katlanmış
bir şey olduğu hissine kapılabiliriz.
Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.
imkânsızlıkları aşan bu hayvanla duyduğum inanılmaz bir gurur vardı.
Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken
Karanlığın hâkim olduğu saatlerde gidiş dönüş yapmak mümkün değil. Cesaret toplayıp ışığa göğüs germeliler.