Examples of using "Vide" in a sentence and their turkish translations:
O güzel bir kız gördü.
O her şeyi gördü.
O her şeyi gördü.
ve aslan da beni gördü,
O beni görür görmez kaçtı.
Galileo ne gördü?
Kimse bir şey görmedi.
Tom onları gördü.
onu, nörolojik olarak donuk bir çocuk olarak görüyordu.
Beni gördüğü an gözyaşlarına boğuldu.
Tom tekrar asla Mary'yi görmedi.
Tom onu gördüğünde Mary'yi tanıdı.
Tom onu gördü.
Onun gülümsemesini gördü.
Tom duvarda bir çatlak gördü.
O kimseyi görmedi.
O, ağaçtaki kuşu gördü.
Tom onu görmedi.
Tom onu gördü.
O bir yılan gördü.
Haberleri gördü.
O, haberi gördü.
O dosyayı gördü.
O, dosyayı gördü.
Bir fare gördü.
O bir fare gördü.
Tom dosyayı gördü.
Tom gözlerini açtı ve Mary'yi gördü.
Tom otobüsü gördü.
Ona baktı ve onun kızgın olduğunu gördü.
Tom, Mary'yi gördü.
Tom bir şey gördü.
Tom her şeyi gördü.
Sami her şeyi gördü.
Sami, Leyla'yı gördü.
Tom'u kimse görmedi.
Bob onu tekrar gördü.
Tom'un onu aldığını kimse görmedi.
Mary hiçbir şey görmedi.
Tom bir fare gördü.
O, istasyonda onu gördü.
1812 savaşın gidişatını gördü.
Bir sürü eski kutunun arkasında bir şey gördü.
O bir çizgi film izledi.
Tom videoyu gördü.
Kimse beni görmedi.
Tom Mary'nin çalıştığını gördü.
Tom Mary'nin beklediğini gördü.
Tom haberleri seyretti.
Mary bir fare gördü.
Tom, Mary'yi görmedi.
Tom Mary'nin gülümsediğini gördü.
Tom silahı gördü.
Fadıl, Dania'yı görmedi.
Tom Mary'nin bunu yaptığını gördü.
Tom Mary'nin koştuğunu gördü.
Tom Mary'nin güldüğünü gördü.
Tom, Mary'nin düştüğünü gördü.
Tom bir zürafa gördü.
Tom ne olduğunu gördü.
Gerçekten ne olduğunu görünce de gözyaşlarına hakim olamadı.
Tony yeşil tarlalar ve küçük, sessiz köyler gördü.
Beni gördüğü an gülmeye başladı.
Tom onu gördü.
Yolda birçok hayvan gördü.
Hizmetçi hiçbir şey görmedi.
Tom Mary'yi sadece bir kez gördü.
O, onun hatalı olduğunu anladı.
Tom üçlü bir gökkuşağı gördü.
Tom büyük bir kuş gördü.
Tom yerde bir şey gördü.
Tom kartı döndürdü ve onun maça ası olduğunu gördü.
Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördü.
Tom Mary'yi hiç görmedi.
Tom yerde bir şey gördü.
Tom bizi gördü.
Tom pencereden baktı ve Mary'nin hâlâ uyuduğunu gördü.
Alice, köpeği görmedi.
Tom dur işaretini görmedi.
Tom Mary'yi John'la gördü.
Sami, Leyla'yı kilisede gördü.
Sami, Leyla'yı asla görmedi.
Tom, Mary'yi John'la dans ederken gördü.
Tom bir zamanlar birini gördü.
Ancak kısa süre sonra ordunun Napolyon'un sancağına akın ettiğini gördü.
Hırsız, polisi gördüğünde, cüzdanı bıraktı ve kaçtı.
O, yılanı gördüğünde çığlık attı.
Hiç kimse onun kitabı çaldığını görmedi.
Hiç kimse onun kitabı çaldığını görmedi.
Hiç kimse onun odayı terk ettiğini görmedi.
O bu filmi sadece bir kez gördü.
Tom Mary'yi seyircilerin içinde gördü.
Tom, Mary ile John'u tartışırlarken gördü.
Tom Mary'nin ne yaptığını gördü.
Tom Mary'nin ormana gittiğini gördü.
Tom Mary'nin camı kırdığını söyledi.
Tom bir çıkış yolu görmedi.