Examples of using "Prestarle" in a sentence and their turkish translations:
Ona kulak verme.
Mary Alice'e dansta giymek için bir elbise ödünç alıp alamayacağını sordu.
Sana niye borç para vereyim ki?
İsterseniz biraz para ödünç verebilirim.
Belki Tom sana biraz ödünç para verebilir.