Examples of using "Presente" in a sentence and their turkish translations:
Mevcut olacağım.
Bunu aklımda tutacağım.
Bir tanık mevcuttu.
O, törende hazır bulundu.
Ben toplantıda hazır bulundum.
O, dün toplantıya gelmişti.
Hiç kimse yoktu.
Tom mevcut.
Tom orada olacak.
Onlardan hiçbiri mevcut değil.
Bu hissi bilir misiniz?
O, evde değil.
Tom mevcut değil.
Tom mevcut değildi.
Tom mevcut, değil mi?
Kabinenin her üyesi mevcuttu.
Ama bunu bir düşünün:
Biz sadece şimdiki zamanı yaşıyoruz.
Tom toplantıda hazırdı.
haysiyetsizlik sayıyordu.
"Bugünün işini yarına bırakma."
Orada kaç kişi olduğunu sayıyorum.
Babam etrafta değildi.
Tatoeba'da var olan her cümle bir yalandır.
geçmişin gül desenli fotoğraflarıyla karşılaştırırsanız
Günümüzün en yeni verilerini
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
Gelecek, şimdiki zamanın sonucudur.
Hangi anlaşmazlıklardan bahsettiğimi biliyorsunuz.
Birçok insan günümüz için değil gelecek için yaşıyor.
Tatoeba'daki her cümle yalandır, özellikle de bu.
- Geçmişi unut, şu anı yaşa, geleceği düşün.
- Geçmişi unut, şimdide yaşa, geleceği düşün.
Yeryüzünde propagandanın bulunmadığı ülke yoktur.
Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.
Bazı insanlar için, şimdiki zaman gelecekten daha önemlidir.
Toplantıda kaç kişi vardı?
Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.
Zevk geçmişte ya da gelecekte değil bulunduğumuz andadır.
Önemli olan şu andır, geçmiş değil.
Bu gelenek Japonya'nın bazı bölgelerinde hala uygulanmaktadır.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
Tom genellikle zamanında gelir.