Examples of using "Prenderlo" in a sentence and their turkish translations:
Onu alabilir misin?
Bunu almalı mıyım?
Onu alabilirsin.
Bunu alabilir misin?
Şimdi onu almaya gideceğim.
Onu bir kitapçıdan alabilirsiniz.
Bunu almak istiyor musun?
Biz onu alamayız.
Onu almaya gideceğim.
Onu almaya gidelim.
Biz bunu almak istiyoruz.
Gel ve onu al!
bu durumu ciddiye almak olmalı.
Tabii yakalayabilirse.
Bunu alabilir miyim?
Onu almak için buradayım.
Onu hafife almasan iyi olur.
Hiç kimse onu aldığımı görmedi.
Hiç kimse onu aldığını görmedi.
Onu almak zorundayım.
Tom onu almak istiyor.
Onu ciddiye almayı öğrendik.
Onu almalıydın.
Onun onu aldığını gördüm.
Onun onu aldığını gördüm.
Onların onu aldığını gördüm.
Tamam, bu ufaklığı alıp onu bu su şişesine koymalıyız.
O deliğe girmeden önce yakalamaya çalışalım.
Onu almaya gideceğim.
Onu almaya gideceğiz.
Tom'un onu aldığını kimse görmedi.
Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?
İsteyen onu alabilir.
Neden onu almaya gitmiyorsun?
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Onu almaya gitmek zorundayım.
Bunu alabilirim.
Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.
Sanırım onu almaya gideceğim.
Kedi Güvenliği Ders Bir: Asla koşmayın... Çünkü sizi kovalamasını sağlayan bir içgüdü devreye girer.
Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.
Ben kırmızı kapaklı bir kitap buldum ve onu ödünç almaya karar verdim.
Onu bir saniye ödünç alabilir miyim?
Onu almam gerektiğini düşünüyor musun?
Bir yandan da ona imreniyorum; tam olarak ne istediğini biliyor ve onu elde etmekten çekinmiyor.
Onu ödünç alabilir miyim?
Bunu onlardan alabilirim.
Onunla alay etmeyin.
Onu çok ciddiye alma.
- Onu ciddiye almayın.
- Onu ciddiye alma.
Onu ne kadar süreliğine ödünç alablirim?