Translation of "Pianeta" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Pianeta" in a sentence and their turkish translations:

- Su che pianeta vivi?
- Su che pianeta vive?
- Su che pianeta vivete?

- Hangi gezegende yaşıyorsun?
- Sen hangi dünyada yaşıyorsun?

- Vivo sul pianeta Sakura.
- Io vivo sul pianeta Sakura.
- Abito sul pianeta Sakura.
- Io abito sul pianeta Sakura.

Ben Sakura gezegeninde yaşıyorum

- Vivo su questo pianeta.
- Io vivo su questo pianeta.
- Abito su questo pianeta.
- Io abito su questo pianeta.

Ben bu gezegende yaşıyorum.

- Occupati del nostro pianeta.
- Occupatevi del nostro pianeta.
- Si occupi del nostro pianeta.

Gezegenimize dikkat et.

Marte, il pianeta rosso, è il quarto pianeta.

Kızıl Gezegen Mars, dördüncü gezegendir.

- Possiamo salvare il pianeta?
- Noi possiamo salvare il pianeta?
- Riusciamo a salvare il pianeta?

Gezegeni kurtarabilir miyiz?

- Voglio solo salvare il pianeta.
- Io voglio solo salvare il pianeta.
- Voglio solamente salvare il pianeta.
- Io voglio solamente salvare il pianeta.
- Voglio soltanto salvare il pianeta.
- Io voglio soltanto salvare il pianeta.

Sadece gezegeni kurtarmak istiyorum.

- Vieni da un altro pianeta?
- Tu vieni da un altro pianeta?
- Viene da un altro pianeta?
- Lei viene da un altro pianeta?
- Venite da un altro pianeta?
- Voi venite da un altro pianeta?

Başka bir gezegenden misin?

Quand'è che un pianeta non è più un pianeta?

Ne zaman bir gezegendi ve ne zaman olmayı bıraktı?

- Vuole salvare il pianeta.
- Lei vuole salvare il pianeta.

O, gezegeni kurtarmak istiyor.

- Noi viviamo sul pianeta Terra.
- Viviamo sul pianeta Terra.

Biz dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Cos'è un pianeta?

O bir gezegen miydi?

- Che aspetto ha il tuo pianeta?
- Che aspetto ha il suo pianeta?
- Che aspetto ha il vostro pianeta?

Gezegeniniz neye benziyor?

- Vengo da un altro pianeta.
- Io vengo da un altro pianeta.

Başka bir gezegenden geliyorum.

- Viviamo tutti sul pianeta Terra.
- Noi viviamo tutti sul pianeta Terra.

Hepimiz Dünya gezegeninde yaşıyoruz.

- Siamo preoccupati per il nostro pianeta.
- Noi siamo preoccupati per il nostro pianeta.
- Siamo preoccupate per il nostro pianeta.
- Noi siamo preoccupate per il nostro pianeta.

Gezegenimiz için endişeleniyoruz.

Ma il pianeta rimane.

ama dünya hep var olacak, dedi.

In tutto il pianeta,

Dünya'nın dört bir yanında

Chiamano questo pianeta 'Terra'.

- Bu gezegene 'Dünya' diyorlar.
- Bu gezegene 'Dünya' derler.

Marte è un pianeta.

Mars bir gezegendir.

Stanno uccidendo il pianeta.

Gezegeni öldürüyorlar.

Quel pianeta è imploso.

O gezegen içeriye patladı.

Se vivete sul pianeta Terra

Eğer Dünya gezegeninde yaşıyorsanız

Sarà l'intero pianeta a soffrire.

tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.

La Terra è un pianeta.

Dünya bir gezegendir.

Noi viviamo sul pianeta Terra.

Biz dünya gezegeninde yaşıyoruz.

- Nettuno è l'ottavo pianeta dal Sole.
- Nettuno è l'ottavo pianeta a partire dal Sole.

Neptün güneşten sekizinci gezegendir.

Sono come il cuore del pianeta.

bütün o bölge, gezegenin nabzı gibi.

Quel pianeta intorno a Proxima Centauri,

Proxima Centauri çevresindeki gezegen,

La Terra è un bel pianeta.

Dünya güzel bir gezegendir.

Questo deserto sembra un pianeta diverso.

- Bu çöl sanki başka bir gezegenmiş gibi duruyor.
- Bu çöl farklı bir gezegen gibi görünüyor.

Su questo pianeta, ci sono le persone.

Bu gezegende insanlar var.

Il pianeta era stranamente connesso al disco.

Gezegen tuhaf bir biçimde diskle bağlantılıydı.

È ora di quantificare il nostro pianeta,

Artık dünyamızı ölçmenin zamanı,

Immaginaste di atterrare su un pianeta alieno,

başka bir gezegene gittiğinizi hayal edin

Incluso la navicella Terra, il nostro pianeta.

gezegenimiz olan Uzay Gemisi-Dünya dahil.

Un pianeta in un trilione di galassie,

Olasılık şimdi bir trilyonda bir gezegen,

Trilioni di creature su tutto il pianeta.

Tüm gezegen çapında trilyonlarca yaratık yapar bunu.

Potresti anche essere su un altro pianeta.

Başka bir gezegende gibisin.

Nettuno è l'ottavo pianeta del sistema solare.

Neptün, güneş sisteminin sekizinci gezegenidir.

Quale pianeta è più vicino al sole?

- Güneş'e en yakın gezegen hangisidir?
- Güneş'e en yakın gezegen hangisi?

Qo'noS è il pianeta nativo dei klingon.

Qo'noS Klingonların ana gezegenidir.

- Quando avevo la tua età, Plutone era un pianeta.
- Quando io avevo la tua età, Plutone era un pianeta.

Ben senin yaşındayken Plüton bir gezegendi.

Quindi perché curarsi della storia del nostro pianeta

Peki uzak geçmiş, günlük yaşam ile karşılaştırıldığında

Dobbiamo agire seriamente per stabilizzare il nostro pianeta.

Gezegeni stabilize etmek konusunda ciddi bir yaklaşım sunmalıyız.

Ecco una nuova equazione per un pianeta sostenibile:

İşte sürdürülebilir bir gezegen için yeni bir denklem:

Ha luogo su tutto il pianeta ogni giorno,

Dünyanın her bir yanında her gün yaşanıyor,

Benvenuti nella notte più sorprendente sul pianeta Terra.

Dünya'nın en sürprizlerle dolu gecesine hoş geldiniz. DÜNYA'DA GECE

Qual è il pianeta più vicino al sole?

Güneşe en yakın gezegen hangisidir?

La Terra è un pianeta piccolo ma bello.

Dünya küçük ama güzel bir gezegendir.

E vogliamo capire come le informazioni attraversano il pianeta.

Biz de bilginin gezegen çapında nasıl iletildiğini anlamak istiyoruz.

Il nostro pianeta sta cambiando sotto i nostri occhi.

Gezegenimiz gözlerimizin önünde değişiyor.

Solo una minuscola parte della superficie del nostro pianeta

Gezegenimizin yüzeyinin

Ora ha infranto tutte le regole dell'essere un pianeta.

Artık bir gezegen olmanın bütün kurallarını yıkmıştır.

Dobbiamo rompere questo silenzio sulle condizioni del nostro pianeta;

Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;

Ideato per aiutarci a comprendere meglio il nostro pianeta.

yeni bir tür robot göstermek istiyorum.

Per allungare la data di scadenza del nostro pianeta.

kaynaklarımızı daha verimli kullanmaya ihtiyacımız var.

Sono cresciuto guardando "Star Trek" e "Il pianeta proibito",

''Star Trek'' ve ''Forbidden Planet''i izleyerek büyüdüm

Durante una notte sul pianeta Terra? Sottotitoli: Fabrizia Caravelli

...Dünya'nın bir gecesinde. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu

Che riforniscono alcune delle acque più ricche del pianeta.

en bolluk içinde yüzen sularından biri hâline getiriyor.

L'Italia era una delle più grandi potenze del pianeta,

İtalya, gezegendeki en büyük güç merkezlerinden biriydi.

Giove è il pianeta più enorme del sistema solare.

Jüpiter güneş sisteminde en büyük gezegendir.

Per predire l'esistenza di qualche nuovo pianeta del sistema solare.

Güneş sisteminde yeni bir gezegen olduğu tahmininde bulundular.

Non pensavo che il pianeta stesse proprio in buone condizioni.

dünyanın pek de iyi durumda olmadığını düşünmüştüm.

Come detto con il fallimento sul "pianeta" che stavo cercando,

Sözde gezegeni araştırdığım hikayeyi anlatırken belirttiğim gibi

Il più delle volte, il disco è diverso dal pianeta,

Çoğu zaman disk, gezegenden farklıdır

Che, in volume, occupa il più grande ecosistema sul pianeta,

mikroorganizmalardan balıklara ve fok, yunus ve balinalar gibi

Quando il giorno volge al termine, l'oscurità cala sul pianeta...

Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...

La Terra è il pianeta più denso del Sistema Solare.

Dünya güneş sisteminin en yoğun gezegenidir.

La Terra è il terzo pianeta a partire dal sole.

Dünya güneşten sonra üçüncü gezegendir.

Qual è la differenza tra una stella e un pianeta?

Bir yıldız ve bir gezegen arasındaki fark nedir?

Tom viene da un pianeta chiamato Terra. È molto lontano.

- Tom, Dünya denen bir gezegenden geliyor. Çok uzakta.
- Tom, Dünya denen bir gezenden. Çok uzakta.

Si erano resi conto che doveva esserci un grande pianeta, lontano

Farkına vardılar ki uzak, devasa bir gezegen olmalıydı;

E termina con l'uomo che vive su di un altro pianeta.

ve insanların başka bir gezegende yaşamasıyla son buluyor.

Alcuni dicono che già condividiamo il nostro pianeta con intelligenze aliene.

Kimilerine göre gezegenimizi dünya dışı zekâyla paylaşıyoruz bile.

E se cominciamo ad apprezzare quanto è speciale il nostro pianeta,

Gezegenimizin ne kadar özel olduğunu takdir etmeyi öğrenirsek

La scintilla per tante scoperte decisive sulla vita sul nostro pianeta.

çığır açacak keşiflerin ilk adımını ortak noktada buluşturuyor.

Nel buio di una notte sul pianeta Terra? Sottotitoli: Fabrizia Caravelli

...Dünya'daki bir gecenin karanlığında. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu

È la più alta concentrazione di leopardi su tutto il pianeta.

Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.

Alpha Centauri B è il sole del pianeta Alpha Centauri Bb.

Alpha Centauri B, Alpha Centauri Bb gezegeninin güneşidir.

Una luna "via di mezzo", attorno a un pianeta "via di mezzo",

''Goldilocks'' gezegeninin çevresinde ''Goldilocks'' uydusu,

Perché hanno un impatto su tutto il pianeta, in un certo senso.

Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.

Significa che ora l'Italia è la quarta nazione più indebitata del pianeta.

Bu İtalya'nın artık gezegendeki 4'üncü en borçlu ülke olduğu anlamına geliyor.

Vaste distese del pianeta iniziano a ghiacciarsi. La notte è sempre più lunga.

Gezegenin engin alanları donmaya başlıyor. Her gece daha da uzun sürüyor.

E poi, quanto siano vulnerabili le vite di tutti noi su questo pianeta.

Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.

Per quanto ne sappiamo, la Terra è l'unico pianeta ad avere degli oceani.

Bildiğimiz kadarıyla, dünya okyanusları olan tek gezegendir.

Ma la cosa più incredibile che hanno visto è stato il loro pianeta natale.

Ama gördükleri en inanılmaz şey ana gezegenleri idi.

Quali altre sorprese si nascondono nel buio di una notte sul pianeta Terra? Sottotitoli: Fabrizia Caravelli

Kim bilir, daha başka ne sırlar saklanıyor Dünya'da bir gecenin karanlığında. Alt yazı çevirmeni: Yurdakul Gündoğdu

I satelliti che orbitano sul nostro pianeta hanno cominciato ad inviare posizioni e dati di navigazione

Gezegenimiz çevresinde yörüngedeki uydular tüm dünyadaki küçük alıcı birimlerine,

All'inizio, è difficile entrare in acqua. È uno dei posti più selvaggi e spaventosi per nuotare sul pianeta.

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

Giove ha quattro satelliti interni: Metis, Adrastea, Amaltea e Tebe. Le loro orbite sono molto vicine al pianeta.

Jüpiterin dört iç uydusu vardır: Metis, Adrastea, Amalthea ve Thebe. Onların uyduları gezegene çok yakındır.