Translation of "Incredibile" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Incredibile" in a sentence and their turkish translations:

- È stato incredibile.
- Era incredibile.
- È stata incredibile.

İnanılmazdı.

- È stato incredibile.
- Era incredibile.

O şaşırtıcıydı.

Incredibile.

Mükemmel.

- È incredibile.
- Sei incredibile.
- Tu sei incredibile.
- Siete incredibili.
- Voi siete incredibili.
- Lei è incredibile.

Sen inanılmazsın.

- Era incredibile.
- Eri incredibile.
- Tu eri incredibile.
- Lei era incredibile.
- Eravate incredibili.
- Voi eravate incredibili.

İnanılmazdın.

- Questo è incredibile.
- Ciò è incredibile.

Bu inanılmaz.

- Tom era incredibile.
- Tom è stato incredibile.

Tom inanılmazdı.

Affascinante, incredibile.

Büyüleyici, inanılmaz bir şey.

Fu incredibile.

İnanılmaz vakit geçirdim.

È incredibile!

İnanılır gibi değil!

È incredibile.

Bu inanılmaz bir şey.

Incredibile, vero?

İnanılmaz, değil mi?

- Incredibile!
- Incredibili!

- İnanamıyorum!
- İnanılmaz!

- Tom non è incredibile?
- Non è incredibile Tom?

Tom inanılmaz değil mi?

- È stato incredibile.
- Era incredibile.
- È stato straordinario.

Şaşırtıcıydı.

- Quel tizio è incredibile.
- Quel tipo è incredibile.

Şu adam inanılmaz.

- Hai fatto un lavoro incredibile.
- Ha fatto un lavoro incredibile.
- Avete fatto un lavoro incredibile.

- Harika bir iş yaptın.
- İnanılmaz bir iş yaptın.

- Quel pasto era incredibile.
- Quel pasto è stato incredibile.

O yemek inanılmazdı.

- Pensavo che fosse incredibile.
- Io pensavo che fosse incredibile.

Onun olağanüstü olduğunu düşündüm.

Che sensazione incredibile.

Bu inanılmaz bir his.

È abbastanza incredibile.

Bu oldukça inanılmaz.

Tom è incredibile.

- Tom harikadır.
- Tom şaşırtıcı.

È incredibile, vero?

Bu inanılmaz, değil mi?

Questo è incredibile.

Bu inanılmaz.

Che giornata incredibile!

Ne inanılmaz bir gün!

Che storia incredibile!

Ne şaşırtıcı bir hikaye!

Sembra incredibile, vero?

Kulağa inanılmaz geliyor, değil mi?

Non è incredibile?

Şaşırtıcı değil mi?

È assolutamente incredibile.

O kesinlikle inanılmaz.

L'acqua è incredibile.

Su şaşırtıcı.

Tom era incredibile.

Tom inanılmazdı.

- Studiare le lingue è incredibile.
- Studiare i linguaggi è incredibile.

- Dilleri öğrenmek inanılmazdır.
- Dilleri incelemek inanılmazdır.

- Ha un incredibile senso dell'umorismo.
- Lei ha un incredibile senso dell'umorismo.

Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.

Era una cosa incredibile.

Olağanüstüydü.

Non solo è incredibile,

sadece harika değil,

L'architettura è davvero incredibile.

Mimari muhteşemdir, buna hiç şüphe yok.

Era un posto incredibile.

Olağanüstü bir yerdi.

Questo posto è incredibile.

Bu yer inanılmaz.

Questo è semplicemente incredibile.

Bu sadece inanılmaz.

È stata un'esperienza incredibile.

O inanılmaz bir deneyimdi.

Era un sentimento incredibile.

İnanılmaz bir duyguydu.

Era una sensazione incredibile.

O inanılmaz bir duyguydu.

È stato incredibile, vero?

İnanılmazdı, değil mi?

- Questa storia che stai raccontando è incredibile.
- Questa storia che sta raccontando è incredibile.
- Questa storia che state raccontando è incredibile.

Anlattığın bu hikaye inanılmaz.

È incredibile perché è arte.

Muhteşemdir, çünkü sanattır.

Persone di incredibile talento, convergenza,

aşırı yetenekli insanlar, sıralama

Il suo talento è incredibile.

Onun yeteneği şaşırtıcıdır.

Tom ha una barba incredibile.

Tom'un inanılmaz bir sakalı var.

La nostra squadra è incredibile.

Ekibimiz şaşırtıcı.

Questo è un risultato incredibile.

Bu inanılmaz bir sonuçtur.

Questa è una giornata incredibile.

Bu, inanılmaz bir gündü.

- Quello che hanno fatto è stato incredibile.
- Ciò che hanno fatto è stato incredibile.

Onların yaptığı inanılmazdı.

Attraverso questa nuova ed incredibile tecnologia.

Bu yeni ve inanılmaz beyin deşifre teknolojisi de buna dâhil.

La Nuova Zelanda è piuttosto incredibile.

Yeni Zelanda oldukça inanılmazdır.

Tom è in una forma incredibile.

Tom inanılmaz şekilde.

Internet è uno sviluppo così incredibile.

İnternet böylesine inanılmaz bir gelişmedir.

Tom ha fatto un lavoro incredibile.

Tom inanılmaz bir iş başardı.

A quest'ora, c'è un traffico incredibile.

Bu saatte, inanılmaz trafik vardır.

Quella è una distanza incredibile, no?

O, inanılmaz bir mesafe, değil mi?

- Non ci posso credere!
- È incredibile.

Hayal edilemez!

- Quello che ha fatto Tom è stato incredibile.
- Ciò che ha fatto Tom è stato incredibile.

Tom'un yaptığı inanılmazdı.

Il cui fondamento era questo spirito incredibile

ve bu kimliğin temel taşı

Con il suo incredibile fiuto le stana.

İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.

È incredibile! Tua madre parla sei lingue.

Annenin altı dil konuşması ne kadar şaşırtıcı.

Il piumaggio di quel pavone è incredibile.

O tavusun üzerindeki tüyler inanılmaz.

Il cibo alla festa era davvero incredibile.

Partideki yemek gerçekten inanılmazdı.

Il nostro incredibile senso di altruismo e cooperazione.

inanılmaz fedakârlığımız ve ortak çalışmamız.

Ma ce n'è un'altra, forse ancora più incredibile.

Fakat belki de daha muhteşem olan başka bir sebep vardır.

La cosa incredibile che successe in quel viaggio

Bu yolculukta yaşadığım inanılmaz şey,

La bellezza artistica del giardino è davvero incredibile.

Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.

- È fantastico.
- È irreale.
- È immaginario.
- È incredibile.

O gerçek dışı.

Lo capisco adesso, che sono in questo incredibile viaggio

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

Avresti potuto sviluppare un'interazione incredibile e una fiducia profonda,

Bunun sonunda muhteşem bir etkileşim ve derin bir güven oluşabilirdi

Ero lì, a fissare negli occhi questa incredibile creatura.

O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.

- Tom è incredibile.
- Tom è eccezionale.
- Tom è fantastico.

Tom harika.

- Tom era incredibile.
- Tom era eccezionale.
- Tom era fantastico.

Tom harikaydı.

Per sfruttarlo, alcuni animali hanno sviluppato un incredibile senso dell'olfatto.

Bundan faydalanmak için... ...bazı hayvanlar inanılmaz koku duyuları geliştirmiştir.

C'è stata una giornata incredibile. Un grosso banco di salpa.

İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.

- Sembra sorprendente.
- Sembra incredibile.
- Sembra formidabile.
- Sembra meraviglioso.
- Sembra meravigliosa.

- Şaşırtıcı görünüyor.
- İnanılmaz görünüyor.

Ma a parte questo, c'è un incredibile orgoglio per questo animale

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

- Questo sembra sorprendente.
- Questo sembra meraviglioso.
- Questo sembra formidabile.
- Questo sembra incredibile.

Bu şaşırtıcı görünüyor.

- È incredibile quello che può succedere.
- È sorprendente quello che può succedere.

Neler olabileceği inanılmaz.

- Tom era incredibile.
- Tom era sorprendente.
- Tom era meraviglioso.
- Tom era formidabile.

Tom şaşırtıcıydı.

- Sembri meraviglioso.
- Sembri meravigliosa.
- Sembri formidabile.
- Sembri incredibile.
- Sembri sorprendente.
- Sembra sorprendente.
- Sembra incredibile.
- Sembra formidabile.
- Sembra meraviglioso.
- Sembra meravigliosa.
- Sembrate incredibili.
- Sembrate formidabili.
- Sembrate meravigliosi.
- Sembrate meravigliose.

- Müthiş görünüyorsun.
- Harika görünüyorsun.

Ma la cosa più incredibile che hanno visto è stato il loro pianeta natale.

Ama gördükleri en inanılmaz şey ana gezegenleri idi.

Un giorno, mi seguiva. E la cosa più incredibile è essere seguiti da un polpo.

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.