Examples of using "Bloccato" in a sentence and their turkish translations:
O, iş yerinde çıkmaza girdi.
Tom sıkıştı.
Sıkıştım.
Onlar onu kontrol altına aldı.
Bu sürü hiçbir yere gidemez...
Köprü tıkalı.
Sıkıştın mı?
Sen sıkıştın.
Tom trafikte sıkışıp kalmıştı.
Tom geçmişte saplanıp kalmış.
Facebook, Çin'de engellidir.
Trafik durduruldu.
WhatsApp, Brezilya'da engelleniyor.
Sıkışmadım.
Buraya saplandım.
Tom muhtemelen trafikte sıkıştı.
Tom sıkışmış görünüyor.
Sıkıştım.
Tom çekmeceyi açmaya çalıştı, ama o sıkışmıştı.
- Tom sıkıştı.
- Tom tıkılı kaldı.
Türkiye, Twitter'a erişimi engelledi.
Trafikte sıkıştım.
Ben trafikte sıkıştım.
Trafik bir heyelan tarafından engellendi.
Trafikte sıkıştım.
Girişi de biraz karla kapattım.
Ah, bilgisayarım yine dondu!
Tom mahsur.
Bütün gün masaya zincirlendim.
Boston'da burada sıkışıp kaldım.
- Aynı yerde tıkılı kaldım.
- Aynı yerde sıkışmış durumdayım.
burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.
Tom kar fırtınasından dolayı Boston'da sıkıştı.
O sıkışmış.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
Beni Facebook'ta engelledin, şimdi öleceksin.
Kilitleme mekanizması sıkıştı.
1811'de, Mareşal Masséna'nın ordusu Lizbon'un dışında durdurulduğunda, Napolyon Soult'a
Bilgisayarım çöktü.