Translation of "Várják" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Várják" in a sentence and their turkish translations:

Örömteli izgalommal várják,

Heyecanlı ama aynı zamanda gerginsiniz

Mikorra várják őt vissza?

Ne zaman geri dönmesi bekleniliyor?

Várják a híreket minden reggel.

kaygı ve endişeyle takip ediyor.

Amíg az ár fordulását várják,

Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...

A diákok várják a nyári vakációt.

Öğrenciler yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorlar.

- Ez az elvárás.
- Ezt várják el.

Beklenen şey bu.

Azt várják el, hogy mindent magam csináljak.

Her şeyi tek başıma yapmam gerekiyor.

Amelyek a tengerfenéken leselkedve várják a gyanútlan búvárokat.

masum dalgıçlara tuzak kurmak için pusuya yatan insan yiyenler olarak tanımlardı.

- Green úr, a telefonnál várják önt.
- Green úr, telefonon keresik.

Bay Green, telefonda aranıyorsunuz.

Tradicionálisan a férfiaktól várják, hogy legyenek kezdeményezők az udvarlás során.

Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.