Translation of "Tartotta" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Tartotta" in a sentence and their turkish translations:

- Titokban tartotta.
- Ő titokban tartotta ezt.

O onu gizli tuttu.

- Nem tartotta viccesnek.
- Nem tartotta viccesnek a dolgot.

- Onun eğlenceli olduğunu düşünmedi.
- Bunun komik olacağını düşünmemişti.

Mindenki semmirekellőnek tartotta.

Herkes ona bir serseri olarak bakmıştı.

Tom titokban tartotta.

Tom onu bir sır olarak sakladı.

Elragadónak tartotta magát.

O, kendini yeterince çekici olarak düşündü.

Amely távol tartotta őket.

ve bu duvarın nasıl çocukları dışarıda tuttuğunu

Csukva tartotta a szemét.

O, gözlerini kapalı tuttu.

Tom tartotta a távolságot.

- Tom soğuk davrandı.
- Tom yüz vermedi.

Tom tartotta az ütemet.

Tom ayak uydurdu.

Tom melegen tartotta magát.

Tom kendini sıcak tuttu.

Tom nyitva tartotta szemeit.

Tom gözlerini açık tuttu.

Melegen tartotta az étkezdét télen.

Kışın yemek odasını sıcak tuttu.

Tom a karjaiban tartotta Maryt.

Tom Mary'yi kollarında tuttu.

Nem tartotta be az ígéretét.

O sözlerini tutmadı.

Nagyon óvatosan tartotta a babát.

Bebeği çok dikkatli tut.

Nem tartotta be a törvényt.

O bir yasayı ihlal etti.

- Megtartotta ígéretét.
- Ígéretéhez tartotta magát.

- Sözünü tuttu.
- Sözünde durdu.

Tom célra tartotta a pisztolyát.

Tom tabancasıyla hedefe nişan aldı.

Tomi butaságnak tartotta, amit Mari mondott.

Tom'a göre Mary'nin söyledikleri aptalcaydı.

Tom nem tartotta be a szavát.

Tom sözünü tutmadı.

Tom a karjában tartotta a babát.

Tom bebeği kollarında tuttu.

Soha sem tartotta meg a karácsonyt.

Noel'i hiç kutlamadı.

Ezért a Bíróság hatályban tartotta Hirabayashi elítéltetését.

ve mahkeme Gordon'ın hükmünü onayladı.

Tom Mária élettelen testét tartotta a karjaiban.

Tom, Mary'nin cansız bedenini kollarında tuttu.

Titokban tartotta, hogy vett egy biciklit a fiának.

O, oğlu için bir bisiklet satın aldığını gizledi.

A család délben tartotta a napi fő étkezést.

Aile, öğleyin yemeğini yemişti.

Tom nem tartotta meg a nekem tett ígéretét.

Tom bana verdiği sözü tutmadı.

A következő évben Fred Korematsu internálását is hatályban tartotta.

Ertesi yıl, Fred Korematsu'nun enterne edilmesini onayladı.

A nemtetszésüknek adtak hangot, miközben ő a beszédét tartotta.

Konuşmasını yaparken onu yuhaladılar.

Lannes még mindig tartotta az oroszokat ahogy a sötétség esett.

Güneş batarken Lannes hala Rusları başarıyla tutmaya devam ediyordu

- A király birodalmát egy sárkány fenyegette.
- A király birodalmát egy sárkány tartotta rettegésben.

Kralın ülkesi bir ejderha tarafından terörize edildi.