Examples of using "Távolban" in a sentence and their turkish translations:
Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.
Uzakta bir ev gördüm.
Tren gözden kayboldu.
Onu saygılı bir mesafede tutsan iyi olur.
Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.