Examples of using "Hallotta" in a sentence and their turkish translations:
Onun çığlık attığını duydu.
Tom onu duydu.
Onun şarkı söylemesini duydu.
Tom alarmı duydu.
Herkes duydu mu?
Tom Mary'nin soğuk aldığını duydu.
Köpeğin havladığını duydu.
Tom Mary'nin öksürdüğünü duydu.
- Tom, Mary'nin bağırdığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını duydu.
- Tom, Mary'nin çığlık attığını işitti.
Tom Mary'nin ağladığını duyabildi.
Tom arabanın geri geldiğini duydu.
Tom ona seslenen birini duydu.
Tom Mary'nin bir işi olduğunu duydu.
Kimse Tom'un çığlıklarını duymadı.
Tom Mary'nin şarkı söylediğini asla duymadı.
Tom kurtların ulumalarını duydu.
Tom Mary'nin evlendiğini duydu.
Kimse kapı zilini duymadı.
Tom'un söylediğini herkes duyamadı.
Tom Mary'yi duymamış gibi davrandı.
Tom birkaç ay önce Mary'den haber aldı.
Tom Mary'nin sadece bir kız bebeği olduğunu duydu.
Tom kapının yumruklandığını duydu.
Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
Tom, Meryem ve John'un tartıştığını duydu.
Tom bağırdı ama kimse onu duymadı.
Dan polislerin Linda'ya bağırdığını duydu.
Tom Mary'nin yan odada horladığını duydu.
Tom'un iş bulup bulmadığından haberin var mı?
Tom Mary'nin yeni bir bilgisayar aldığını duydu.
Tom Mary'yi duyabiliyordu, ama onu göremiyordu.
Tom Mary'yi yan odada konuşurken duyabiliyordu.
Haberi duyduğunda, o mutlu değildi.
Tom Mary'ye bağırdı, ama o onu duymadı.
- Onu duydun mu?
- Bunu duydun mu?
Tom, Mary'nin şarkı söylediğini hiç duymadığını söylüyor.
Tom sağlıklı olduğunu duyduğu için oldukça sık tofu yer.
Çığlık attım ama kimse beni duyamadı.