Translation of "Körül" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Körül" in a sentence and their turkish translations:

Nézzünk körül!

Çevrenize bir bakın.

Nézz körül!

Etrafına bak.

Harminc körül van.

O yaklaşık otuzdur.

Dél körül érkezik.

O öğle civarında gelecek.

- Körülbelül negyven éves.
- Negyven körül van.
- Negyven körül lehet.

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

Nagymamát emberek vették körül,

etrafı insanlarla çevrilmişti.

Körül sétáltuk a tavat.

- Biz gölün etrafında yürüdük.
- Gölün bütün çevresini gezdik.

Hat körül keltem fel.

- Ben yaklaşık altıda kalktım.
- Yaklaşık saat altıda uyandım.

Ötven dolcsi körül fizettem.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

Összegyűltek a tábortűz körül.

Onlar kamp ateşi etrafında toplandılar.

Rendet tartok magam körül.

Ben düzenliyim.

Öt körül keltem fel.

- Beş gibi kalktım.
- Yaklaşık olarak saat beşte kalktım.

Költs fel hét körül!

Beni saat yedi sularında uyandır.

- A bolygók a Nap körül keringenek.
- A bolygók a Nap körül keringnek.

Gezegenler güneşin etrafında döner.

- A Föld kering a Nap körül.
- A Föld a Nap körül kering.

Dünya, Güneş'in etrafında döner.

Gyerekkoromban mindenhol ez vett körül.

Ben büyürken etrafımızda her yerdeydi.

Nézzünk körül az USA-ban.

ABD'ye baktığımızda,

Sokféle dolgot látunk magunk körül,

Etrafımızdaki açık alanda çok şey var

Ebédidő körül Tom végre idejött.

Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.

Tom a tó körül sétált.

Tom gölün etrafında yürüdü.

Talán a park körül kocog.

O, park civarında koşuyor olabilir.

2:30 körül értem haza.

- Eve saat 2.30 civarında geldim.
- Eve saat 2.30 civarında vardım.

- Valami hátborzongató dolog volt az incidens körül.
- Valami hátborzongató dolog volt az esemény körül.

Kazayla ilgili tuhaf bir şey vardı.

Rugalmasan alakítgatjuk a várost magunk körül.

Burada, şehircilik esnek bir durumdur.

Ideális hold egy ideális bolygó körül –

''Goldilocks'' gezegeninin çevresinde ''Goldilocks'' uydusu,

A Proxima Centauri körül keringő bolygó

Proxima Centauri çevresindeki gezegen,

Minden éjjel járőröznek az otthonuk körül.

Her gece, bölgelerinde devriye geziyorlar.

A szegénységi index 39% körül volt.

yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.

Az asztal körül ültek és kártyáztak.

Masanın etrafına oturup iskambil oynadılar.

Az épületet szögesdrót kerítéssel vették körül.

Bina dikenli tel çitle çevrilmiş.

A Hold kering a Föld körül.

Ay Dünya'nın etrafında döner.

A legtöbb vár körül sáncárkot ástak.

Çoğu kalelerin onları çevreleyen bir hendeği vardır.

Sok hold kering a Szaturnusz körül.

Birçok uydular Satürn'ün etrafında dönmektedir.

A város körül egy folyó kanyargott.

Şehrin etrafından bir nehir geçiyordu.

A kút körül futottunk a parkban.

Parktaki çeşmenin etrafında koştuk.

Tom 2:30 körül ért haza.

Tom saat 2.30 civarında eve vardı.

Tom 2:30 körül érkezett meg.

Tom 2.30 civarında geldi.

Tom fél három körül ért haza.

Tom yaklaşık 2.30'da eve vardı.

A Föld kering a Nap körül.

Dünya güneşin etrafında döner.

A kutya egy fa körül rohangált.

Köpek bir ağacın etrafında koştu.

De 40 éves kor körül, a középkorúaknál

Ama, 40'lı yaşlarda, neredeyse yolun yarısında,

Az északi Jeges-tengerben fekvő Spitzbergák körül

Yüksek Arktik'teki Svalbard Adaları'nda...

A szót nem értem. Körül tudnád írni?

Bu sözcüğü anlamıyorum. Onu açıklayabilir misin?

Lesothót teljes egészében Dél-Afrika veszi körül.

Lesotho tamamen Güney Afrika ile çevrilidir.

Fehér bárány, a szeme körül fekete karikákkal.

Koyun gözlerinin etrafında siyah halkaları olan beyaz bir koyun.

Tom nyolc körül érkezik meg az irodájába.

Tom saat 8 civarında ofisine gelir.

Boldogságot sugároz maga körül, ahová csak megy.

O nereye giderse etrafında mutluluk yayar.

Tom fél 7 körül indult el dolgozni.

Tom 6:30 civarında işe gitti.

13:00 körül Napóleon általános támadást rendelt el.

13.00 civarı, Napolyon toplu bir saldırı emri verdi

Tanultuk, hogy a Föld kering a Nap körül.

Dünya'nın güneş'in etrafında döndüğünü öğrendik.

RH: Igen, rendkívül izgalmas volt akkoriban; 2007 körül történt.

RH: Evet o zaman oldukça heyecan vericiydi 2007 falandı.

Körül 10-kor a lábát ütött a héj töredékek.

Sabah saat 10.00 civarında bacağından kabukla vuruldu parça.

11 óra múlva, 7:30 körül megérkezünk San Franciscóba.

11 saat içinde, 7.30 gibi San Francisco'ya varacağız.

Két mókus kergette egymást egy nagy fa törzse körül.

İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.

Különös atmoszféra veszi körül a látogatót ebben a teremben.

Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.

És amint a lerakó körül játszottam, hallottam egy furcsa hangot,

Çöpteyken bir ses işittim,

Számos nagyon egyszerű arányt látunk a bolygók keringési pályái körül.

Bu gezegenlerin yörüngeleri arasında pek çok basit oran var.

- Veszélyes a tűz körül játszani.
- Veszélyes a tűz közelében játszani.

Ateş etrafında oynamak tehlikelidir.

A téren tömeg vette körül és hallgatta az utcai énekest.

Meydanda bir kalabalık, sokak şarkıcılarını çevreleyip dinledi.

- Tom körülbelül fél háromkor jött.
- Tom fél három körül jött.

- Tom yaklaşık 2.30'da göründü.
- Tom 2.30 civarı geliverdi.

Korán foglalja le repülőjegyét, mert a járatok Karácsony körül gyorsan megtelnek.

Noel'e yakın uçuşlar çabuk dolduğu için rezervasyonlarınızı erken yapın.

Mindig van valami házimunka, amit el kell végezni a ház körül.

Evin etrafında yapılması gereken bazı işler her zaman vardır.

A szigetek körül kialakult vita miatt Kínában sok japán üzletet megtámadtak.

Adalar üzerindeki anlaşmazlık nedeniyle, Çin'deki birçok Japon işletmelerine saldırı yapıldı.

A bolygónk körül keringő műholdak hely és navigációs adatokat kezdtek küldeni

Gezegenimiz çevresinde yörüngedeki uydular tüm dünyadaki küçük alıcı birimlerine,

A Nap - valójában a teljes naprendszerünk - a Tejút középpontja körül kering.

- Güneş - aslında tüm güneş sistemimiz - Samanyolu Galaksisinin merkezinde döner.
- Güneş, daha doğrusu tüm Güneş sistemi, Samanyolu galaksisinin merkezi etrafında dönmektedir.

- Tomi, Mária és János az asztal körül ül.
- Tom, Mari és Jani körbeülik az asztalt.

Tom, Mary ve John masanın etrafında oturuyor.

A kommentátorok különféleképpen írják körül a vuvuzela hangját, úgymint bosszantó, sátáni, vagy a zajos elefántok fejvesztett meneküléséhez hasonlítják, vagy a fülsiketítő sáskarajhoz, vagy egy vágóhídra tartó kecskéhez, vagy egy kaptárhoz, tele dühös méhekkel, vagy egy drogos kacsához.

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.