Examples of using "Kénytelen" in a sentence and their turkish translations:
O vazgeçmek için zorlandı.
Tom kabul etmek zorunda kaldı.
Düşünmeliyim.
Sadece bana güvenmek zorunda kalacaksın.
Bu hususta uzlaşmaya varmak zorunda kaldım.
Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.
Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.
Ben bu fikre karşı çıkmalıyım.