Examples of using "Jöhet" in a sentence and their turkish translations:
O gelebilir.
O işe yarar.
Tom her an gelebilir.
Gelebilirsin.
Bu, işe yarayabilir.
O, hasta olduğu için, gelemiyor.
Bunun işe yarayabileceğini düşündüm.
Tom benimle birlikte Boston'a gelemez.
Eğer istiyorsa Tom bizimle gelebilir.
Bunu yapana kadar iyileşmeye başlayamazsınız.
Bir sandviçe ne dersin?
Sanırım bir öpücük söz konusu değil.
Tom'un eve gelebileceğini bilmesini istiyoruz.
Bu yararlı olabilir.
Bu katlanan şemşiyeyi yanına al. Yararlı olabilir.