Translation of "Jóképű" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Jóképű" in a sentence and their turkish translations:

Nagyon jóképű.

O, çok yakışıklıdır.

Tom jóképű.

Tom yakışıklıdır.

Tom jóképű?

Tom yakışıklı mı?

Jóképű vagy.

Sen yakışıklısın.

Jóképű vagyok?

Yakışıklı mıyım?

- Tom valóban nagyon jóképű.
- Tom tényleg nagyon jóképű.

Tom gerçekten oldukça yakışıklı.

Jóképű és titokzatos.

O yakışıklı ve gizemlidir.

Tom jóképű fickó.

Tom yakışıklı bir adam.

Szerinted jóképű voltam?

Benim yakışıklı olduğumu söyleyebilir misin?

Tomi igencsak jóképű.

Tom çarpıcı biçimde yakışıklı.

Szerinted jóképű vagyok?

- Benim yakışıklı olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben yakışıklımıyım?

- Milyen jóképű!
- De jóvágású!

Ne yakışıklı!

Tomi igazán jóképű, nem?

Tom gerçekten yakışıklı, değil mi?

Tom egy jóképű fiú.

Tom iyi görünümlü bir çocuk.

Tom egy jóképű férfi.

Tom yakışıklı bir adam.

Ő minden, csak nem jóképű.

O sadece yakışıklı.

Tamás nagyon jóképű, nem igaz?

Tom çok yakışıklı, değil mi?

Mari beleszeretett egy jóképű fiatalemberbe.

Mary yakışıklı, genç bir adama aşık oldu.

Tom nincs annyira jóképű, mint John.

Tom John kadar yakışıklı değil.

- Tom nagyon jóképű.
- Tom nagyon helyes.

Tom çok yakışıklı.

Az a jóképű ember arab vagy hindu?

Yakışıklı adam bir Arap mı yoksa Hintli mi?

Tom egy jóképű és kedves ember volt.

Tom yakışıklı ve kibar bir adamdı.

Tom nem olyan jóképű, mint az öccse.

Tom erkek kardeşi kadar yakışıklı değildir.

Tominak sötét haja van, magas és jóképű.

Tom esmer, uzun boylu ve yakışıklıdır.

Mari azt mondta, hogy szerinte Tomi jóképű.

Mary Tom'un yakışıklı olduğunu düşündüğünü söyledi.

A barátom okos, jóképű és még barátságos is.

Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.

Felicja egy jóképű, Łazarz nevű férfihoz ment hozzá.

Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.

Tom nem volt olyan jóképű, mint amilyennek Mary leírta.

Tom Mary'nin olduğunu söylediği kadar yakışıklı değil.

A jóképű emberek jól néznek ki, függetlenül attól, hogy mit viselnek.

İyi görünümlü insanlar ne giyerlerse giysinler iyi görünümlüdür.