Examples of using "Jóképű" in a sentence and their turkish translations:
O, çok yakışıklıdır.
Tom yakışıklıdır.
Tom yakışıklı mı?
Sen yakışıklısın.
Yakışıklı mıyım?
Tom gerçekten oldukça yakışıklı.
O yakışıklı ve gizemlidir.
Tom yakışıklı bir adam.
Benim yakışıklı olduğumu söyleyebilir misin?
Tom çarpıcı biçimde yakışıklı.
- Benim yakışıklı olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben yakışıklımıyım?
Ne yakışıklı!
Tom gerçekten yakışıklı, değil mi?
Tom iyi görünümlü bir çocuk.
Tom yakışıklı bir adam.
O sadece yakışıklı.
Tom çok yakışıklı, değil mi?
Mary yakışıklı, genç bir adama aşık oldu.
Tom John kadar yakışıklı değil.
Tom çok yakışıklı.
Yakışıklı adam bir Arap mı yoksa Hintli mi?
Tom yakışıklı ve kibar bir adamdı.
Tom erkek kardeşi kadar yakışıklı değildir.
Tom esmer, uzun boylu ve yakışıklıdır.
Mary Tom'un yakışıklı olduğunu düşündüğünü söyledi.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.
Tom Mary'nin olduğunu söylediği kadar yakışıklı değil.
İyi görünümlü insanlar ne giyerlerse giysinler iyi görünümlüdür.