Translation of "Ennyire" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Ennyire" in a sentence and their turkish translations:

Ennyire lényeges.

Bu kadar önemli.

Ennyire egyszerű.

Bu kadar basit.

Ennyire fontos.

Bu bu kadar önemli.

ennyire befolyásolni minket?

bizi bu kadar nasıl etkileyebilir ki?

Tom ennyire rossz?

Tom o kadar kötü mü?

Ennyire egyszerű volt.

Bu o kadar basitti.

Ritkán vagyok ennyire mérges.

Nadiren bu kadar öfkelenirim.

Elnézést, hogy ennyire zavarok.

Böyle bir sıkıntı olduğum için üzgünüm.

Senki nem ennyire szerencsés.

Hiç kimse bu kadar şanslı değildir.

Hogy lehetsz ennyire szégyentelen?

Utanma nedir bilmez misin sen?

Miért vagy ennyire elfoglalt?

Neden çok yoğunsun?

Önök ennyire szeretik egymást?

O ölçüde birbirinizi seviyor musunuz?

Tom miért ennyire álmos?

Tom neden bu kadar uykulu?

Miért vagy ennyire szégyenlős?

Neden bu kadar utangaçsın?

Hogy lehetsz ennyire érzéketlen?

Nasıl bu kadar duyarsız olabiliyorsun?

Miért vagy ennyire kövér?

Neden bu kadar şişmansın?

Miért viselkedsz ennyire gyerekesen?

- Neden bu kadar çocukça davranıyorsun?
- Niye böyle çocukça hareketler yapıyorsun?

Hogy lehetsz ennyire biztos benne?

Onun hakkında nasıl bu kadar emin olabilirsin?

Hogy lehetsz benne ennyire biztos?

Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?

Hogy tudsz ennyire szívtelen lenni?

Nasıl bu kadar kalpsiz olabiliyorsun?

Ennyire hülyék azért nem vagyunk.

O kadar aptal değiliz.

Miért van Tom ennyire megijedve?

Neden Tom bu kadar korkuyor?

Miért veszel mindent ennyire komolyan?

Neden her şeyi çok ciddiye alıyorsun?

Általában nem vagyok ennyire beszédes.

Ben genellikle bu kadar konuşkan değilim.

Akinek ennyire egyértelműen fajgyűlölő nézetei vannak.

bu kadar ortak yanım olması fikrine katlanamıyordum.

Soha nem hallottam őt ennyire kiabálni.

Onun hiç böyle ağlarken duymadım.

Azt hiszem, sose láttalak ennyire részegnek.

Sanırım, seni daha önce hiç bu kadar sarhoş görmedim.

Miért ennyire magas a gáz ára?

- Neden gaz fiyatları bu kadar yüksek?
- Benzin fiyatları neden çok yüksek?

Ennyire boldognak még sosem láttam a nagyapámat.

Büyükbabamı hiç bu kadar mutlu görmemiştim.

- Ne legyél ennyire türelmetlen.
- Légy kevésbé türelmetlen.

Daha az sabırsız olmalısın.

Nem is sejtettem, hogy Tom ennyire hiszékeny.

Tom'un çok saf olduğunu fark etmedim.

Hogy vajon miért voltak ennyire sikeresek a dinoszauruszok.

dinozorların nasıl bu kadar başarılı olduğudur.

Egy ennyire igazságtalan ajánlatot vissza kellett volna utasítanod.

Öyle haksız bir öneriyi reddetmeliydin.

Véresen szeretem a marhaszeletet, de nem ennyire véresen.

Biftekten nadir olarak hoşlanıyorum, ama bu kadar nadir değil.

Soha nem láttam ezt a helyet ennyire elhagyatottnak.

Bu yeri hiç çok ıssız görmedim.

Ugyanis mi, gazdag kapitalisták, még sosem voltunk ennyire gazdagok.

çünkü benim gibi zengin kapitalistler hiç daha zengin olmamıştı.

- Miért sietsz ennyire?
- Mire föl ez a nagy sietség?

- Niçin acele ediyorsun?
- Niçin öyle acele ediyorsun?

Nem voltam vele tisztában, hogy ennyire rosszul érzed magad.

O kadar kötü hissettiğinin farkında değildim.

Mondtad, hogy Mary szép, de nem gondoltam, hogy ennyire.

Mary'nin güzel olduğunu söyledin ama ben Mary'nin bu kadar güzel olacağını düşünmedim.

- Miért vagy te oly lassú?
- Miért vagy ennyire lassú?

Neden çok yavaşsın

- Attól tartok, ennyi telik tőlem.
- Attól tartok, ennyire vagyok képes.

Korkarım ki yapabileceğim en iyi bu.

- Úgy hiányzol, mint még soha.
- Soha nem hiányoztál még ennyire.

Seni her zamankinden daha fazla özlüyorum.

Tudtam, hogy őrült vagy, de nem tudtam, hogy ennyire őrült.

Deli olduğunuzu biliyordum ama bu derece deli olduğunuzu bilmiyordum.

- Tényleg ennyire nincs fogalma az egészről?
- Ő tényleg olyan tanácstalan?

Gerçekten o kadar cahil mi?

Hogy ennyire optimista tud lenni, és ennyi terve van a jövőre nézve

geleceği için bu kadar planı olmasına ve çok pozitif olmasına hayran kaldım,

- Nem szabadna hagynod, hogy így kihasználjanak.
- Nem szabadna hagynod magad ennyire kihasználni.

İnsanların seni böyle kullanmasına izin vermemelisin.

Mikor Tom elmondta nekem, Mary hogy néz ki, azt nem mondta, hogy ennyire el van hízva.

Tom bana Mary'nin nasıl göründüğünü söylediğinde, o bana onun çok kilolu olduğunu söylemedi.

Nem is gondoltam volna, hogy ez a gumiszalag ennyire a hasznomra válik, amikor reggel a táskámba tettem.

- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.
- Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.