Translation of "ára" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "ára" in a sentence and their turkish translations:

- Mindennek megvan az ára.
- Mindennek ára van.
- Mindennek van ára.

Her şeyin bir fiyatı vardır.

- Ennek mennyi az ára?
- Mi az ára ennek?

Onun fiyatı nedir?

- Emelkedik a tojás ára.
- A tojás ára emelkedik.

Yumurtaların fiyatı yükseliyor.

Mennyi az ára?

Ne kadar pahalı?

Minden ára megnőtt.

Her şeyin fiyatı arttı.

Az olaj ára emelkedik.

Petrol fiyatı yükseliyor.

Mi a szoba ára?

- Oda fiyatı kaç para?
- Odanın fiyatı nedir?

Csillagászati a kikiáltási ára.

İstenen fiyat astronomik.

Ez a siker ára.

Bu, başarının bedelidir.

Mindenkinek megvan az ára.

- Hepimizin bir bedeli var.
- Hepimizin bir fiyatı var.

A rizs ára csökkent.

Pirinç fiyatı düştü.

Felment a házak ára.

Konut fiyatları yükselmiş.

Mi az ön ára?

Senin fiyatın nedir?

A gyorsaságnak azonban ára van.

Ama hızlı olmanın da bir bedeli var.

Megtalálta. De ennek ára van.

Dişiyi buldu. Ama ne pahasına?

Az arany ára naponta ingadozik.

Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.

A rizs ára ismét felment.

Pirincin fiyatı tekrar yükseliyor.

A szerelemnek fájdalom az ára.

Aşk acı ister.

Mi a tojások kiskereskedelmi ára?

Yumurtaların perakende fiyatı nedir?

Mindennek megvan a maga ára.

Her şeyin bedeli var.

Nem érdekel, mi az ára!

Fiyatı umursamıyorum.

A benzin ára folyamatosan emelkedik.

Benzinin maliyeti yükselmeye devam ediyor.

Nem számít, mi az ára.

Onun kaç para olduğu önemli değil.

Mindeközben a készítmények ára folyamatosan nő,

Bu sırada bu ilaçların fiyatları 2012'den beri %68 artarak

A késedelemnek túl nagy az ára.

Gecikmenin çok kapsamlı bedelleri var.

Az arany ára minden nap változik.

Altının fiyatı günden güne değişiyor.

Az arany ára biztosan emelkedni fog.

Altın fiyatının yükseleceği kesin.

Az olaj ára e héten csökkent.

Bu hafta petrol fiyatı düşük.

Mi az ára ennek az esernyőnek?

Bu şemsiyenin ücreti nedir?

Mi az ára ennek a sapkának?

- Bu kepin fiyatı nedir?
- Bu şapkanın fiyatı nedir?

Miért ennyire magas a gáz ára?

- Neden gaz fiyatları bu kadar yüksek?
- Benzin fiyatları neden çok yüksek?

A tudományos munka ára a tévedéseink beismerése.

Bilimle uğraşmanın bedeli, yanıldığınızda bunu kabul etmektir

- Az igazság drága.
- Az igazságnak ára van.

Adalet pahalıdır.

Ennek a számítógépnek az ára igen alacsony.

Bu bilgisayarın fiyatı çok düşüktür.

- Mindennek nagyon megy fel az ára.
- Minden nagyon megdrágul.

Her şey pahalanıyor.

- Nem számít, mibe kerül.
- Nem érdekel, mi az ára.

Benim için fiyatı önemli değil.

- A szabadságnak ára van.
- A szabadságot nem adják ingyen.

Özgürlüğün bir bedeli vardır.

Az olaj ára a hordónkénti 30 dolláros szint alá esett.

Petrolün fiyatı varili 30 doların alına düştü.

- A sikernek ára van.
- Áldozat nélkül nincs győzelem.
- Mindennek ára van.
- Ingyen ebéd nem létezik.
- A sikerért meg kell szenvedni.
- Küzdelem nélkül nincs győzelem.

- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.

A ház jól nézett ki, emellett az ára is megfelelő volt.

Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu.

- Mennyibe kerül ez az esernyő?
- Mennyi az ára ennek az esernyőnek?

- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiyenin ücreti nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?

- Mennyibe kerül?
- Mennyibe kerül ez?
- Mi az ára?
- Mit kóstál?
- Mennyiért van?

- Onun maliyeti nedir?
- O kaçadır?
- Onun fiyatı nedir?

- Ez a ruha egy jó vétel.
- Ennek a ruhának kedvező az ára.

Bu elbise iyi bir kelepir.

De az első Champagne-i csata csak kis nyereségekhez vezet, melyek ára 90.000 áldozat.

ama 1.Champagne çatışması 90bin kayba oranla çok minik toprak kazanırlar

- Ne törődj azzal, mennyibe kerül.
- Ne foglalkozz a költségekkel!
- Ne aggódj az ára miatt!

Fiyat için endişelenme.

- Annak a kerékpárnak az ára túl magas volt.
- Az a bicikli túl sokba került.

O bisikletin fiyatı çok yüksekti.

A jegyek ára 13 dollár, amiben egy piknik ebéd is benne van a mérkőzés után.

Biletler 13 dolar ve oyundan sonra bir piknik öğle yemeği dahildir.

- Mennyibe kerül ez az esernyő?
- Mennyi az ára ennek az esernyőnek?
- Mennyiért adja ezt az esernyőt?

- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?