Examples of using "Düh" in a sentence and their turkish translations:
Ben öfkeden kuduruyordum.
Gözyaşı yoktu. Öfkelenen yoktu.
ve işte o zaman siz öfkeyle birlikte daha yapıcı olmaya başlayabilirsiniz.
Öfke, hürmetle bağdaşmıyor.
Bugün öfke, gelişigüzelce ''kadın hastalıkları'' olarak addedilmiş
Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.
korku ve öfkeyle bölünmüş olan bir millet için tehlikedir.
O sinirlendi.