Examples of using "Élelmet" in a sentence and their turkish translations:
Yemeği de burnuyla bulur.
- Yiyecek almak için hiçbir yer yoktu.
- Yemek alacak bir yer yoktu.
Artık yemek üretmek için güneşten faydalanamıyorlar.
Yiyecek getir.
hastalıkları yok etmek, aç insanları doyurmak,
Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.
Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.
Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...
Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.
Anne kutup ayısı, yemek arayışı içinde 24 saatte 80 kilometreye kadar yol tepebilir.