Examples of using "Zahlt" in a sentence and their turkish translations:
Kim ödeyecek?
Tom para cezası ödüyor.
- Sabrın sonu selamettir.
- Sabreden derviş muradına ermiş.
- Meramın elinden bir şey kurtulmaz.
Dürüstlük öder.
Hiç kimse vergi ödemeyi sevmiyor.
O, nazik olmak için öder.
Ve evet, naziklik para eder.
Dürüstlük bedel ödemez.
O, bir kredi kartı ile ödüyor.
Maaşını kim ödüyor?
Samimiyetiniz kâr getirir.
Peki bedelini kim öder?
Dürüstlük her zaman karşılığını vermez.
Tom her zaman kirasını zamanında öder.
Yaşam vergi ödeyince başlar.
Tom faturayı ödeyeceğini söyledi.
Tom bize hiçbir şey ödemiyor.
Tom gelirinin yaklaşık %25' ini vergi olarak ödüyor.
O da bizim. Biz ödüyoruz. Yani devletimiz ödüyor.
Bankaya her ay 10.000 yen yatırıyor.
Tom alışverişe gittiğinde, neredeyse her zaman bir kredi kartı kullanır.
Bana çok ödenmiyor.
Bankaya para yatırdığında, onu biriktirirsin.
Bana yeterince ödeme yapılmıyor.
Tom her ay tasarruf hesabına biraz para ekliyor.
Birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı ödeme yapıyorsunuz?
Tom'un kirası aylık üç yüz dolar.
Tom her zaman başka birinin ödediği zaman hariç, menüdeki en ucuz yemeği sipariş eder; sonra en pahalısını sipariş eder.