Examples of using "Vergleichen" in a sentence and their turkish translations:
Düşünmek kıyaslamaktır.
bir banka soymak
Gittikçe kendi dişilik organlarını
Bu sözlüğü onunla karşılaştıralım.
Deli Meşgul Mod'un aksine
Ebeveynlerin nasıldı?
Almanya ile Türkiye’yi karşılaştırıyoruz
Biz ülkemizi Çin'le karşılaştırabiliriz.
Marsilya'yı ve Lyon'u kesinlikle karşılaştıramazsın.
Hâlâ etrafta alışveriş yapıyorum.
Bazıları hayatı bir tiyatro sahnesine benzetir.
Çevirinizi bir kere daha orijinaliyle karşılaştırınız.
Tom öğretmenini Hitler ile karşılaştırmamalıydı.
Annem ve babam beni her zaman ağabeyimle karşılaştırır.
- Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayın.
- Kendini başkalarıyla karşılaştırma.
- Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.
- Cevabını Tom'unki ile karşılaştır.
Çeviriyi orijinali ile karşılaştırın.
- O harflerin stilini karşılaştır.
- O mektupların tarzını karşılaştır.
Hem bu ceketleri dene hem de onları karşılaştır.
İnsanlar bazen ölümle uykuyu karşılaştırır.
Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.
O taklit ile bu gerçek mücevheri karşılaştırın.
Bu sözlüğü onunla karşılaştırdığınızda hangisinin daha iyi olduğunu kolayca görebilirsiniz.
Tanrı'nın alemi nasıl bir yer? Neyle kıyaslayacağım onu? Bir adamın alıp bahçesine ektiği hardal tohumu tanecikleri gibi. Büyüyüp kocaman bir ağaç oldu, ve sonra göğün kuşları dallarına misafir oldu.