Examples of using "Unbedingt" in a sentence and their turkish translations:
Eğer ısrar ediyorsanız.
Bana yazmayı ihmal etme.
Ona yardım etmen gerekli.
yanlış olmadığı gibi bir gereklilik aslında
Onun son derece paraya ihtiyacı vardı.
Lütfen kesinlikle zamanında gel.
- Gerçekten kazanmamız gerekiyor.
- Gerçekten kazanmalıyız.
Tom gerçekten seyahat etmek istiyordu.
Ben gerçekten onu istiyorum.
Tom kaçmak için umutsuzdu.
- Mary evlenmek için umutsuzdu.
- Mary'nin evlenmek için umudu yoktu.
Tom kilo vermek için umutsuzdu.
Bu kesinlikle gerekli mi?
Kilo vermek gerek.
Kesinlikle gel.
Tom içeriye girmek için umutsuzdu.
Son derece içme suyuna ihtiyacımız var.
O sizinle gitmeye isteklidir.
- Doktora gitmen gerek.
- Doktora gitmeniz gerek.
- Seni buradan çıkartmalıyım.
- Seni buradan çıkartmam gerekiyor.
- Seni buradan çıkartmak zorundayım.
Bu pastadan biraz denemelisin.
Fikriniz kesinlikle düşünmeye değer.
Ben, Kumiko'yu görmek için can atıyorum.
- Mutlaka gitmek zorunda değilsin.
- Gitmek zorunda değilsin.
Ona yardım etmeliyim.
Ne pahasına olursa olsun onu görmek istiyorum.
Japonca öğrenmem gerek.
Para mutlaka sizi mutlu etmez.
O seni görmek için hevesli.
- Bankaya gitmek zorundayım.
- Bankaya gitmeliyim.
- Bankaya gitmem gerekiyor.
Tom'un kesinlikle bir duşa ihtiyacı ar.
Bunu denemek zorundasın.
İster istemez çevirilere güvenmiyorum.
Umutsuzca makyajımı rötuş yapmam gerekiyor.
Bir arabaya son derece ihtiyacım var.
Ne olursa olsun ona yardım etmek zorundayım.
Gerçekten Tom'u görmem gerekiyor.
Daha çok çalışmanız gerekli.
Oraya gitmeniz için o gereklidir.
Ben bunu gerçekten, gerçekten istiyorum.
Dağlar mutlaka yeşil değildir.
Gerçekten Tom'u görmek istiyorum.
Tom aslında Mary'yi görmek istedi.
Kyoto'nun ilginç yerlerini ziyaret etmek istiyorum.
Tom gerçekten Fransızca okumak istedi.
Tom bunu yapmak için umutsuzdu.
Tom gerçekten bir köpek istiyor.
Tom gerçekten Mary'yi öpmek istedi.
Onu gerçekten yapmamız gerek.
Bu ne pahasına olursa olsun kaçınmamız gereken bir şey.
Sınıf başkanı olmayı çok istiyordum.
Önemli olan şey, şuraya ulaşabilmem.
Bunun için eldiven takmalısınız.
İlla böyle bir şeyin olması için
Bu kitabı mutlaka okumalısın.
- Bu mutlaka öyle değil.
- Öyle olması şart değil.
O filmi gerçekten görmelisin.
O, fena halde yeni bir elbise istiyor.
Kamerayı çok istiyor.
O hastaneye gitmek için isteklidir.
Katilleri kesinlikle bulmalıyız.
Elmas yüzüğümü kesinlikle geri istiyorum.
Tom umutsuzca doğru şeyi yapmak istiyor.
Tom seninle gitmek için sabırsızlanıyor.
O, Çin'e gitmek için istekli.
Hava durumu tahmini mutlaka güvenilir değildir.
Tom arabasını satmak için umutsuzdu.
Dakik olmak zorunda değilsin.
Onu görmek istiyorum.
Sen açıkça bilmek için can atıyorsun.
Tom açıkça bilmek için can atıyordu.
Bugün gerçekten Tom'u görmek istiyorum.
O, eve gitmeye istekli.
Güzel çiçekler mutlaka güzel kokmaz.
Zamanında oraya gittiğimizden emin olmak zorundayız.
O zaman muhakkak görüşelim.
Sezgini dinlemelisin.
Tom gerçekten Mary ile dans etmek istedi.
Tom gerçekten Mary ile konuşmak istiyordu.
Tom gerçekten bir doktorla görüşmeli.
Tom çatıyı kesinlikle tamir etmeli.
Mutlaka bir şeylerin değişmesi gerek.
Bunu yapmak gerçekten şart mı?
Bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.
Tamam, bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.
Nancy'nin toplantıya katılması zorunludur.
Soğuk bir içecek için ölüyorum.
Bugün yanıt vermek zorunda değilsin.
O kesinlikle bir kilisede evlenmek istiyor.
Sen açıkça bana söylemek için can atıyorsun.
Futbol zorunlu olarak erkeklerle sınırlı değildir.
Ben o konuda zorunlu olarak seninle aynı fikirde olamam.
Seninle gerçekten konuşmam lâzım.
Tom yeni bir araba almaya istekli.
Özellikle oyunu görmek istemiyorum.