Examples of using "Statue" in a sentence and their turkish translations:
Bu doğal boyutlarında bir heykel.
Bu heykel bize ait.
Bu heykel hayat kadar büyük.
O heykeli seviyorum.
Bir heykel bulundu.
Heykelin kafası yok.
Bu heykel mermerden yapılmıştır.
Bu heykel çirkin.
Bu heykel som altından yapılmış.
Heykelin dökümü ertelendi.
Heykel bir blok kiraz ağacından oyuldu.
Bu heykeli çok dikkatli taşımalıyız.
Heykel 1958 yılında Hiroşima Barış Parkına inşa edildi.
Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.
Sfenks, Mısırdaki en büyük heykeldir.
Bir Hindu tanrısının heykeliyle bir niş buldum.
Heykelin kafası eksik.
Resmimizi arkadaki heykelle çektirelim, değil mi?
Tom bana heykelin önünde duran adamın kim olduğunu sordu.
Parktaki heykel yeni. Geçen yıl orada değildi.
Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.