Examples of using "Scharf" in a sentence and their turkish translations:
- İyi düşün.
- Çalıştır saksıyı.
Onu baharatlı severim ama onu çok baharatlı sevmiyorum.
Bu zor olacak.
- Bıçağım keskin.
- Bıçağım keskindir.
Zeki görünüyorsun.
Bıçak keskin.
Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
Bu çorba çok baharatlı.
Bıçak keskin değil.
Bu sos oldukça sıcak.
Doğum günü fotoğrafları çok net.
Kılıç çok keskindi.
Bu bıçak çok keskin.
Bu köri çok acı.
Teşvik paketi ağır biçimde eleştirildi.
Dikkatli ol. Çok baharatlı.
Bu pepperoni, cehennem gibi baharatlı.
O senin için yeterince sıcak mı?
Bu yemek çok baharatlı.
Bu bıçak keskin değil.
Bıçağın çok keskin bir kenarı var.
O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.
Bu bıçak yeterince keskin değil.
Bir aslanın dişleri keskindir.
Bu bıçak çok keskin değil.
Tom seninle tanışmaya istekliydi.
Tom sıcak yiyeceği sevmiyor.
Kore yemekleri genellikle sıcaktır.
Benim bıçağın ağzı çok keskin.
Dikkatli ol! Bıçak çok keskin.
Kore 'nin yemekleri genellikle çok baharatlı olur
Özellikle onu yapmak istemiyorum.
Tom sıcaktı.
Kamerayı onun yüzüne odakladım.
Pekâlâ, şimdi bunu kurup birkaç saat bırakacağız.
Bu köri yenilmeyecek kadar sıcaktır.
Sana doğruyu söylemek gerekirse, bu benim için biraz çok baharatlı.
Biraz baharatsız ve acısız Kore yemeği yemek istiyorum.
"Bana bir yalan söylüyor olduğuna inanıyorum, Anne" dedi keskin bir biçimde. "Senin yalan söylediğini biliyorum."
Mutfak bıçağı eti kesmek için yeterince keskin değildi, bu yüzden çakımı kullandım.
Tom bana baharatlı yemek yemeyi sevdiğini söyledi.
Bu bıçağı en son ne zaman biledin?
Çorba o kadar sıcaktı ki, içemedim.