Translation of "Marie" in Turkish

Marie schnarcht.

Mary horluyor.

Marie nieste.

Marie hapşırdı.

Marie hat zugenommen.

Marie kilo aldı.

Marie hilft uns morgen.

Mary yarın bize yardımcı olacak.

Marie hatte keinen Durst.

Marie susamış değildi.

Tom hat Marie eingeladen.

Tom Mary'yi davet etti.

Gestern traf ich Marie.

Dün Mary ile buluştum.

- Marie hilft ihrer Mutter.
- Marie hilft seiner Mutter.
- Maria hilft ihrer Mutter.

Marie annesine yardım ediyor.

Marie ist eine naive Studentin.

- Mary temiz kalpli bir öğrencidir.
- Mary saf bir öğrencidir.

Marie lernt in ihrem Zimmer.

Mary odasında çalışıyor.

Robert und Marie spielen Blockflöte.

Bob ve Mary teyp çalarlar.

Marie braucht ein Dutzend Eier.

Mary'nin bir düzine yumurtaya ihtiyacı vardır.

Marie ist aus China zurück.

Mary Çin'den döndü.

Tom mag Marie definitiv nicht.

Tom kesinlikle Mary'den hoşlanmaz.

Tom dachte oft an Marie.

Tom çoğunkla Mary hakkında düşündü.

Tom möchte bei Marie sein.

Tom, Mary ile olmak istiyor.

Tom isst weniger als Marie.

Tom, Mary'den daha az yer.

Königin Marie Antoinette wurde guillotiniert.

Kraliçe Marie Antoinette giyotinle edildi.

Marie ist Toms jüngere Schwester.

Mary Tom'un küçük kız kardeşidir.

Sind Tom und Marie Zwillinge?

Tom ve Mary ikizler mi?

Tom ruft Marie jede Nacht an.

Tom her gece Mary'yi arar.

Marie erlaubte Tom, sie zu küssen.

Mary Tom'un kendisini öpmesine izin verdi.

- Marie hat geführt.
- Mary ist gefahren.

Mary araba sürdü.

Marie Curie war Polin, keine Französin.

Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır.

Tom hat nur Augen für Marie.

Tom'un gözü Meryem'den başkasını görmüyor.

- Marie hat Durst.
- Maria hat Durst.

Mary susamış.

Marie, Mary und Maria sind Freundinnen.

Marie, Mary ve Maria arkadaşlar.

Tom bekam unerwarteten Besuch von Marie.

Tom, Mary'den beklenmedik bir ziyaret aldi.

- Marie hat ihre Familie um ein Darlehen gebeten.
- Marie bat ihre Familie um ein Darlehen.

Mary ailesinden ödünç para istedi.

- Tom stahl von Marie eine Menge Geld.
- Tom hat von Marie eine Menge Geld gestohlen.

Tom Mary'den çok para çaldı.

Marie fühlt, dass die Außerirdischen sie beobachten.

Mary uzaylıların onu izliyor olduğunu hissediyor.

Tom sagte, Marie wäre nicht sein Typ.

Tom Mary'nin tipi olmadığını söyledi.

Tom gab Marie absichtlich das falsche Buch.

Tom, Mary'ye kasten yanlış kitap verdi.

Tom hatte keine Ahnung worüber Marie sprach.

Tom'un Mary'nin neden bahsettiği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Marie ist in den falschen Zug eingestiegen.

Marie yanlış trene bindi.

Tom und Marie sprechen normalerweise Französisch miteinander.

Tom ve Mary birbirleriyle genellikle Fransızca konuşurlar.

Tom hat Marie aus dem Becken gezogen.

Tom Mary'yi havuzdan çıkardı.

Tom hat eine hohe Meinung von Marie.

Tom'un Mary ile ilgili yüksek görüşü var.

Tom weiß nicht genau, wo Marie lebt.

Tom Mary'nin nerede yaşadığını tam olarak bilmiyor.

Ich glaube, Tom versteckt etwas vor Marie.

Tom'un Mary'den bir şey saklandığını düşünüyorum.

Tom hatte das Gefühl, dass Marie log.

Tom'un Mary'nin yalan söylediğine dair bir önsezisi vardı.

Tom überredete Marie das nicht zu tun.

Tom Mary'yi bunu yapmamaya ikna etti.

Inspiriert durch Marie Curie und mein örtliches Wissenschaftsmuseum,

Bu yüzden, Marie Curie ile yerel bilim müzesinden ilham alarak

Es war Marie Curie, die Radium entdeckt hat.

Radyumu keşfeden Marie Curie idi.

- Tom will Marie heiraten.
- Tom möchte Mary heiraten.

Tom, Mary ile evlenmek istiyor.

Wir wollten Marie nicht aus unseren Plänen ausschließen.

Marie'yi planlarımızdan uzaklaştırmak istememiştik.

Tom hat nie erfahren, wie reich Marie ist.

Tom Mary'nin zengin olduğunu bilmiyordu.

- Marie hilft ihrer Mutter.
- Maria hilft ihrer Mutter.

Mary annesine yardım ediyor.

Marie half ihrer Mutter, den Christbaum zu schmücken.

Marie, annesinin Noel ağacını süslemesine yardımcı oldu.

Tom bat Marie, ihn zum Flughafen zu fahren.

Tom Mary'nin onu havaalanına götürmesini istedi.

Tom bedankte sich bei Marie für ihr Geschenk.

Tom hediyesi için Marie'ye teşekkür etti.

Tom ist klar, dass Marie das tun muss.

Tom, Mary'nin bunu yapması gerektiğini biliyor.

Bist du sicher, dass ihr Name Marie war?

İsminin Mary olduğundan emin misin?

Marie Walewska wurde Napoleons Geliebte, um diese Sache voranzutreiben.

Bu sebepten ötürü Marie Walewska Napolyon'un metresi oldu.

- Marie schloss die Tür vorsichtig.
- Mary schloss leise die Tür.

Mary sessizce kapıyı kapattı.

Tom hat Marie nie gesagt, wie sehr er sie liebt.

Tom Mary'ye onu ne kadar çok sevdiğini hiç söylemedi.

Tom kann nicht glauben, dass Marie das gerade vorgeschlagen hat.

Tom Mary'nin onu önerdiğine inanamıyor.

Tom besucht Marie jedes Mal, wenn er in Boston ist.

Tom Boston'da olduğu her zaman Mary'yi ziyaret eder.

Gestern hat Marie das Haus sauber gemacht und Wäsche gewaschen.

Dün Mary evi temizledi ve giysileri yıkadı.

Tom ist derjenige, der uns geholfen hat, Marie zu finden.

Tom, bize Maria'yı bulmamızda yardımcı olmuş kişidir.

- Tom wusste, wo Marie lebte.
- Tom wusste, wo Maria wohnte.

Tom Mary'nin nerede yaşadığını biliyordu.

Tom kann sich nicht genau erinnern, was Marie gesagt hat.

Tom Mary'nin ne söylediğini tam olarak hatırlayamıyor.

Zum Nachtisch hatte Marie ihre Schokoladentorte und einen Obstsalat gemacht.

Tatlı için, Marie çikolatalı pasta ve bir meyve salatasını yapmıştı.

Tom wusste nicht, dass Marie erst dreizehn Jahre alt war.

Tom, Mary'nin sadece on üç yaşında olduğunu bilmiyordu.

- Sie wurde Marie getauft.
- Sie wurde auf den Namen Mary getauft.

Ona Mary adı konuldu.

Tom hat Marie einen langen Brief geschrieben, ihn aber nie abgeschickt.

Tom, Mary'ye uzun bir mektup yazdı ama ona göndermedi.

- Tom erbat Hilfe von Maria.
- Tom bat Marie, ihm zu helfen.

Tom Mary'den ona yardım etmesini istedi.

- Marie ist ein sehr hübsches Mädchen.
- Maria ist ein sehr hübsches Mädchen.

Mary çok güzel bir kız.

Marie und ihr Ehemann erhielten im Jahre neunzehnhundertunddrei den Nobelpreis für Physik.

Mary ve kocası 1903 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü aldılar.

- Marie ist Toms Frau.
- Mary ist Toms Frau.
- Mary ist Toms Ehefrau.

- Mary Tom'un karısıdır.
- Mary Tom'un karısı.

Tom schlägt Marie vor, den Einkauf zu machen, während sie auf die Kinder aufpasst.

Tom Marie'ye o çocuklara bakarken alışverişe gitmeyi öneriyor.

- Karima hat Marie gefragt, wo der Hund ist.
- Karima fragte Maria, wo der Hund sei.

- Karima Marie'ye köpeğin nerede olduğunu sordu.
- Kerime, Meryem'e köpeğin nerede olduğunu sordu.

- Tom hat sich im Schrank vor Marie versteckt.
- Tom versteckte sich im Schrank vor Maria.

Tom klozetteydi, Mary'den saklanıyordu.

- Maria half ihrer Mutter, den Christbaum zu schmücken.
- Marie half ihrer Mutter, den Christbaum zu schmücken.

Mary Noel ağacını süslemek için annesine yardım etti.

- Tom bewarf Maria mit einem Ei.
- Tom warf ein Ei nach Maria.
- Tom bewarf Marie mit einem Ei.

Tom, Mary'ye bir yumurta fırlattı.

- Robert war seit über einem Jahr mit Marie verlobt.
- Robert ist seit mehr als einem Jahr mit Maria verlobt.

Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.

- Ich habe gestern Mary getroffen.
- Gestern traf ich Marie.
- Ich habe mich gestern mit Maria getroffen.
- Gestern traf ich mich mit Maria.
- Gestern habe ich mich mit Maria getroffen.

Dün Mary ile buluştum.