Examples of using "Leichten" in a sentence and their turkish translations:
Benim uykum hafiftir.
O hafif bir kalp krizi geçirdi.
İnce bir cekete ihtiyacım var.
Tom hafif bir kalp krizi geçirdi.
Tom'un uykusu hafiftir.
Top hafifçe kavisli.
Ben uykusu çok hafif olan bir kimseyim.
Tom uykusu çok hafif bir kimse.
Kolay sorulardan başlayalım.
Tom'un sadece hafif bir yabancı aksanı var.
13 Ekim'de ilk kar hafif yağdı.
Aslanların şahinler üzerinde kolay bir galibiyeti vardı.
Ali'nin uykusu hafiftir. İğne düşse uyanır.
Ali'nin uykusu hafiftir. İğne düşse uyanır.
Friedland yakınlarında bulduğunda saldırdı. Kolay bir zafer bekliyordu.