Examples of using "Korb" in a sentence and their turkish translations:
Sepetin içinde ne var?
Her şeyi sepetime koy.
Sepet şişe dolu.
Lütfen çorapları sepete koyun.
Sepet elmalarla doluydu.
Meyve sepette.
Sepetteki elmaları say.
Benim sepet kitaplarla dolu.
Her şeyi sepetime koy.
Onun çilek dolu bir sepeti var.
Çiçeklerle dolu bir sepet taşıyordu.
İşte sebzelerle dolu bir sepet.
Kedi, sepetinde.
Sepet ağzına kadar çileklerle doluydu.
Lütfen bu çiçekleri sepete koy.
Mary sepeti masaya koydu.
Sepette birçok çürük elmalar vardı.
Sepette birçok çürük elmalar vardı.
Tom sepeti masaya koydu.
Kedi sepetten çıktı.
Sepette birkaç elma var.
Sepette çok az sayıda elma var.
Masanın altında bir sepet vardır.
Ya o beni reddederse?
Tezgahın üzerinde muz dolu bir sepet var.
Sepette bazı iyi elmalar var.
Bu elmaları taşımak için bir sepet istiyorum.
O, çantasını elma ile doldurdu.
Tom eve kendi topladığı bir sepet dolusu erik getirdi.
Ve ya beni reddederse?
Tom Mary'ye çıkma teklif etmek istiyordu ama onun hayır diyeceğinden korkuyordu.