Examples of using "Hase" in a sentence and their turkish translations:
Benim adım Hase.
- Asıl sorun şu ki.
- Sıkıntı şurada ki.
O kıdemli bir elemandır.
Bahçede tavşan koşuyor.
Tavşanın kulağı kanıyor.
Tavşan gibi ürkekti.
Tavşan köpeğin üstünden atladı.
duvara toslamaya devam eder.
Tavşan bahçeden bir havuç çaldı.
Tavşan neden paskalya için bir semboldür.
Bir tavşan, bir kaplumbağa ile yarıştı.
Sorun oydu.
- Meselenin püf noktası odur.
- Meselenin özü odur.
Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.
Tom kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde yaşıyor.
O tavşan benim turplarımı alıp kaçıyor.
- 2014 Sochi Kış Olimpiyatları resmî maskotları The Polar Bear, The Hare, The Leopard ve The Snow Flake ve The Ray of Light denilen iki uzaylı.
- 2014 Sochi Kış Olimpiyatlarının resmi maskotları Kutup Ayısı, Tavşan, Leopar ve Kar Tanesi ve Işık Demeti adlarındaki iki uzaylıdır.
Almanya'da yine kar yağdı. Maalesef tavşanımız kaza geçirdi. O yüzden teslimat biraz gecikerek daha sonra gönderilecektir. Yine de mutlu Paskalyalar!