Translation of "Großteil" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Großteil" in a sentence and their turkish translations:

Großteil der taktischen Abwicklung der Schlacht .

Mareşal Ney'e bıraktı .

Dass ein Großteil davon aus Südamerika kommt.

bu büyümenin çoğunun Güney Amerika'dan gelecek olduğu.

Der Großteil der Schüler hier ist fleißig.

Buradaki öğrencilerin çoğunluğu çalışkan.

Er nahm einen Großteil der Arbeit auf sich.

Büyük bir iş üstlendi.

Tom lebte den Großteil seines Lebens in Boston.

Tom hayatının çoğunu Boston'da yaşadı.

Er hat den Großteil seines Arbeitslebens als Diplomat verbracht.

İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi.

Doch zum Großteil war man auf sich allein gestellt.

Fakat çoğunlukla yalnız başınaydınız.

Tom hat den Großteil seines Lebens in Boston gelebt.

Tom hayatının çoğunu Boston'da geçirdi.

Ein Großteil der Gebäude wurde im Zweiten Weltkrieg zerstört.

Binaların çoğu İkinci Dünya Savaşı'nda yıkıldı.

Innerhalb einer Woche war der Großteil Europas im Kriegszustand.

Bir hafta içinde, Avrupa'nın çoğu savaştaydı.

Es war der Großteil meines Urlaubs dafür notwendig, es fertigzustellen.

Bunu bitirmek tatilimin en güzel kısmını aldı.

Bücher nehmen einen Großteil des Platzes in seinem Zimmer ein.

Kitaplar onun odasının çoğunu meşgul ediyor.

Tom verbringt einen Großteil seiner Zeit damit, Mary zu helfen.

Tom zamanının çoğunluğunu Mary'ye yardım ederek harcar.

Obwohl Südtirol in Italien liegt, spricht ein Großteil der Bevölkerung Deutsch.

Güney Tirol İtalya'da olmasına rağmen, nüfusunun çoğunluğu Almanca konuşur.

Ich fürchte, diese Arbeit wird den Großteil meiner Zeit in Anspruch nehmen.

Bu işin zamanımın çoğunu alacağından korkuyorum.

Der alte Mann verbrachte den Großteil seiner Zeit damit, auf seine Jugend zurückzuschauen.

Yaşlı adam zamanının çoğunu gençliğine bakarak geçirdi.

Den Großteil meiner Kindheit verbrachte ich in den Felsenbecken und tauchte im seichten Tangwald.

Çocukluğumun çoğunu kayalık havuzlarında geçirdim. Sığ yosun ormanlarına dalardım.

- Die meisten Dorfbewohner waren gegen den Plan.
- Der Großteil der Dorfbevölkerung lehnte den Plan ab.

Köydeki çoğu insan plana itiraz etti.

- Ich war den Sommer überwiegend in London.
- Ich habe den Großteil des Sommers in London verbracht.

Yaz mevsiminin çoğunda Londra'da idim.

Tom hat den Großteil des Tages mit dem Schreiben eines Artikels für eine örtliche Zeitschrift verbracht.

Tom günün çoğunu yerel bir dergi için bir makale yazarak geçirdi.