Examples of using "Fließt" in a sentence and their turkish translations:
Kan damarlarda akar.
Kan, kan damarları aracılığıyla akar.
pramit'in altından nehir geçiyor
Kamo nehri Kyoto'dan geçer.
Nehir denize doğru akmaktadır.
Seine Paris boyunca akar.
Geniş nehir yavaşça akar.
Her şey akıp gidiyor, hiçbir şey ayakta kalmıyor henüz.
Nehir Pasifik Okyanusu'na dökülüyor.
Nehir vadinin içinden geçiyor.
Her şey akıp gidiyor.
Vadi boyunca bir nehir akmaktadır.
Su akıyor.
Bu nehir benim köyümden geçer.
Bu nehir Ontario Gölüne akar.
Su akar yolunu bulur.
Ren nehri Fransa ve Almanya arasında akar.
Su köprünün altından akar.
Kaç tane ülke fırat nehrini geçer?
Bu nehir güneye denize doğru akar.
Nehir köprünün altından akar.
Toplardamardan su akar, kan değil.
Paris'in içinden akan nehir, Seine'dir.
Londra'dan akan nehre Thames denir.
Burada her şey kuyudan su gibi akıyor.
prompter şu bir cam düşünün camda yazı akıyor
Londra'dan akan nehir Thames'tir.
Thames Londra'an akan nehirdir.
Bu nehir yüzmek için çok akıntılı.
- Bu nehir Pasifik Okyanusuna akar.
- Bu nehir Pasifik Okyanusuna dökülür.
Humboldt akıntısı Güney Amerika'nın batı kıyısı boyunca kuzeye doğru akan soğuk bir okyanus akıntısıdır.
Bugün yorucu bir gündü, uyku gözümden akıyor.