Examples of using "Erhöhen" in a sentence and their turkish translations:
Kiranızı arttırabilirler.
Fiyatları yükseltmemiz gerekiyor.
Ev sahibi kirayı yükseltmek istediğini söylüyor.
Bill Clinton'un vergileri yükselteceğini söyledi.
Metro ücretleri, 1 Nisan 1999'dan itibaren artırılacaktır.
Asgari ücreti artırmayı planladıkları doğru mu?
Ama diğer insanlarla olan etkileşiminiz bu riski arttırabilir.
Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.
Tom'a bir zam vermeliyiz.
Hayatta çok daha önemli şeyler var, sürekli durmadan her şeyi hızlandırmaktansa.
Bilim adamları dünyanın gıda teminini arttırmak için yeni yöntemler bulacaklar.
İlaç işe yaramıyorsa belki dozajı yükseltmeliyiz.
Kışı atlatabilmek için vücut ağırlıklarını üçte bir arttırmaları gerek.