Examples of using "Entschlossen" in a sentence and their turkish translations:
Sen kararlısın.
Tom cesur.
Biz kararlıyız.
Tom kararlı görünüyor.
Tom kararlı bir biçimde "Hayır" diye yanıtladı.
Tom çok kararlı.
Tom kararlı, değil mi?
Tom azimli ve çalışkan.
Bilim adamı olmaya kararlıyım.
Biz bunu tartışarak çözmeye karar verdik.
Tom yarın ayrılmaya karar verdi.
Tom bir şey yapmak için kararlı.
Tom azimli.
Tom'u kovmaya karar verdim.
Gitmeye karar verdim.
Tom gitmeye karar verdi.
Tom Mary'ye yardım etmeye kararlı.
- İşinden istifa etmeye karar verdi.
- İşinden ayrılmaya karar verdi.
- O istifa etmeye karar verdi.
- O işini bırakmaya karar verdi.
Margaret ile evlenmeye karar verdim.
O yurt dışında okumak için kararını verdi.
Sue ve John evlenmeye karar verdiler.
Kanji çalışmaya karar verdim.
Gitmemeye karar verdim.
O, yurt dışına gitmeye kararlıydı.
Tom'la evlenmeye karar verdim.
Tom bize yardım etmeye karar verdi.
Ben hukuk fakültesine gitmeye karar verdim.
O, şirketten ayrılmaya kararlıdır.
Daha çok çalışmak için karar verdim.
Tom ve Mary evlenmek için karar verdi.
Ben neredeyse onu yapmayı bırakmaya karar verdim.
- Boston'dan ayrılmaya karar verdik.
- Boston'dan gitmeye karar verdik.
Stenografi okumaya karar verdim.
Boston'da kalmaya karar verdim.
Trenle gitmeye karar verdim.
Tom Fransızca öğrenmeye başlama kararı verdi.
Bir araba almaya karar verdim.
Tom Boston'a gitmeye karar verdi.
Tom ve Mary gitmemeye karar verdi.
Japonya'yı terk etmeye karar verdim.
- Neden bunu yapmaya karar verdiğimizi kimse hatırlıyor mu?
- Neden bunu yapmaya karar verdiğimizi hatırlayan var mı?
Bir daha onunla buluşmamaya karar verdi.
O istifa etmeye karar verdi.
Emekli olmaya karar verdim.
Dövme yaptırmaya kararlı mısın?
Biz birkaç gün daha kalmaya karar verdik.
Tom ve Mary gelmemeye karar verdi.
Siz ikiniz ne zaman evlenmeye karar verdiniz?
Zaten gitmemeye karar verdin, değil mi?
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
O evi satın almamaya karar verdik.
Gelmeye karar vermene gerçekten sevindim.
Onun üzerinde düşündüm ve gitmemeye karar verdim.
Tom projeyi bitirmek için çok kararlıydı.
Gitmemeyi tercih ettim.
Ne istersen yapmaya karar verdim.
Tom mesele hakkında bir şey yapmamaya karar verdi.
Mary'nin benimle evlenmesini istemek için kararımı verdim.
Neden Tom'la Boston'a gitmemeye karar verdin.
Peter yarın ayrılmaya karar verdi.
Ben gönüllü itfaiyeye katılmaya karar verdim.
Biz bir süre onu yalnız bırakmaya karar verdik.
Toplantıyı önümüzdeki pazara kadar ertelemeye karar verdik.
Bugünden başlayarak kendimi her gün tartmaya karar verdim.
- Tom bir keşiş olmaya karar verdi.
- Tom bir rahip olmaya karar verdi.
Tom eve gitmeden önce işi bitirmeye kararlıydı.
Tom yanıt vermemeyi seçti.
Orada ne olduğunu gördüğümüzde gitmeye karar verdik.
Tom ve Mary her ikisi de bu durumdan olabildiğince yararlanmaya kararlıydı.
Tom onu yapmamayı seçti.
Japonya'ya gitmeye karar verdin mi?
Bugünden itibaren derslerime daha çok çalışmak için karar verdim.
Partiye gitmeye karar vermeme rağmen, bunu dört gözle beklemiyorum.
Eğer bizimle kalmaya karar verseydin bu senin odan olurdu.
Tom eve arabayla gitmemeyi seçti.
Tom bu yıl günlük tutmaya karar verdi.
- Fikrimi değiştirdim.
- Düşüncemi değiştirdim.
"Tom ve Mary John'un evini boyamasına yardım etmeye karar verdi." "Bunu duymak güzel."
Avrupa'ya gitmek yerine Amerika'ya gitmeye karar verdim.
Çaldığım bütün paraları geri vermeye karar verdim.
Yani sonuçta gelmeye karar verdin.
Niçin gitmemeye karar verdiğinizi hâlâ bana söylemediniz.