Examples of using "Blickte" in a sentence and their turkish translations:
Tom etrafına bakındı.
Mary onun sihirli aynasına baktı.
Adam bana baktı.
Tom yukarı baktı ve güldü.
O, gece gökyüzüne baktı.
O ona baktı.
O bana kuşkuyla baktı.
- Tom perspektife baktı.
- Tom uzaklığa baktı.
Tom kapıdaki gözetleme deliğinden baktı.
Tom çabucak etrafına baktı.
Tom yıldızlı gökyüzüne baktı.
Tom işinden başını kaldırıp baktı.
Tom yıldızlara baktı.
Tom kitabından aradı.
Tom ayak seslerini duydu ve yukarıya baktı.
Tom odayı gözden geçirdi.
İri ve parlak gözlerinin içine baktım
Tom kutuyu açtı ve içine baktı.
Tom sözlükte aradı.
Yoksul kız gökyüzüne baktı.
O, yıldızlara baktı.
Tom kaşlarını çattı.
Tom kapıyı açtı ve dışarı baktı.
Tom kutuyu aldı ve içine baktı.
Tom pancuru açtı ve pencereden dışarı baktı.
Tom aşağıya baktı.
Tom son kez Mary'ye geri baktı.
Tom arkasına bir göz attı.
Tom ateşe bakarak sessizce oturdu.
Ve küçük siyah tavşan bir daha asla üzgün görünmedi.
Tom yatakta dik oturdu ve etrafına baktı.
- Tom tam karşıda bakarken tek başına oturuyordu.
- Tom dosdoğru bakarken tek başına oturuyordu.
Herbert ağzını açtı ama Tom ona tehditkar bir görünüm verdi.
Mary tavana çıktı ve kasabaya baktı.
Saatine bakıp bir çay daha söyledi.
Kadın sandalyeden kalktı ve kapıya doğru baktı.
Tom, Mary'ye bakmadı bile.
Tom mazisine bakıp, hayatta başarı gösterdiği bir şeyler olup olmadığını düşündü.
Tom, konferans masasında toplanmış olan can düşmanlarının çevresine cesurca baktı.
Tom pencereden dışarı baktı ve Mary'nin köpeğiyle oynadığını gördü.