Examples of using "Aussichten" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un iyi bir şansı var.
- Finansal beklentiler mükemmel.
- Mali görünümler mükemmel.
- Mali beklentiler mükemmel.
Çok az kazanma şansımız var.
Umutlar çok parlak değil.
Onun az miktarda kazanma şansı vardır.
- Büyük ihtimalle kazanacak.
- Onun kazanma şansı yüksek.
Onun ödülü kazanma şansı var.
Onun seçileceğine dair iyi bir olasılık var.
Japonya'nın gelecek için beklentileri kasvetli görünüyor.
Tom'un iyi bir seçilme şansı vardı.
Tom'un iyi bir işe alınma şansı var.
Tom muhtemelen sürücü testini geçmeyecek.
Hangi takım büyük ihtimalle şampiyonluğu kazanacak?
Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim.
Tom Mary'nin Cuma gecesi çocuklara bakıcılık yapmayı kabul edeceğine dair büyük bir olasılık olduğunu düşünüyor.
Tom'un seçimi kazanma şansı yüksek.