Examples of using "Ausgegeben" in a sentence and their turkish translations:
Herhangi bir şey dağıtmadım.
Ben bütün parayı harcadım.
Tom çok para harcadı.
- Çok para harcadım.
- Çok masraf yaptım.
Toplamda kaç para harcadın?
Ben sadece üç dolar harcadım.
Bugün 100 dolar harcadım.
Biz çok fazla para harcadık.
Dün çok para harcadım.
- Beklenenden fazla para harcadık.
- Tahmin edilenden daha fazla para harcadık.
Bu taklitçi bir doktoru taklit etti.
Tom geçen hafta sonu çok para harcadı.
Sahip olduğum bütün tasarrufu buna harcadım.
Ben günde 500 dolar harcadım.
Arabana kaç para harcadın?
40 milyon dolar para harcadı Türkiye Hükümeti
Bir günde 500 dolar harcadım.
Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.
Boston'da ne kadar para harcadın?
Yeni bir CD'ye 3000 yen harcadım.
Gerçek bütün parayı harcamış olmamdır.
İnsanlar bütün gece bana içki ısmarlamaktadır.
Bütün parasını arabaya harcadı.
- Keşke o kadar çok para harcamasaydım.
- Keşke bu kadar çok para harcamasaydım.
Şirket reklam üzerine çok para harcadı.
Kitaplara ne kadar harcadığını tahmin etmeye çalış.
Tüm bu parayı üç ay içerisinde harcamış olacağım.
Bu ay tüm cep harçlığımı zaten harcadım.
Harcadığım gerçek miktarı ondan sakladım.
Müzeyi inşa etmede ne kadar para harcandı?
Ay sonuna kadar bütün parasını harcamış olacak.
Mary yıllar boyunca güzellik ürünlerine binlerce dolar harcadı.
Bu, ABD'de eğitime harcanan para toplamının yarısı ediyor.
Tüm para giysilere harcandı.
"Sana verdiğim paraya ne oldu?" "Onu harcadım."
Tom sadece kızları etkilemek için bütün parasını bir araç üzerinde harcadı.
Şimdiye kadar eğlenerek para harcayan çok sayıda insan şimdi paralarına daha dikkat etmeliler.
Hayır, bu asla olmazdı. Hayır. Asla o kadar param olmazdı, çoktan harcamış olurdum.
Tom onun bütün parasını harcadığını öğrendiğinde Mary'nin ne söyleyeceğini merak ediyordu.
Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.