Examples of using "Kohlendioxid" in a sentence and their turkish translations:
Bu şey aslında karbon dioksit üretiyor.
Havadan karbondioksit temizliyor.
belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.
Ağaçlar oksijen yayar ve karbon dioksit emer.
Tropik yağmur ormanları oksijen üretir karbondioksit tüketir.
Bu malzeme CO₂ emer.
Gördüğünüz gibi, çürüme ile metan ve azot oksit gibi
Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca
Mars'taki atmosferin % 95'ten fazlası karbondioksittir.
Mars'ın karbondioksit, azot ve argondan yapılmış çok ince bir atmosferi vardır.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
Bizim atmosferimiz nefes almamız için gerekli olan % 21 oksijen, % 78 azot ve % 0,9 argon içermektedir. Diğer % 0.1 ise su buharı, karbon dioksit, neon, metan, kripton, helyum, ksenon, hidrojen, azotlu oksit, karbon monoksit, azot dioksit, kükürt dioksit ve ozondan oluşur.